Karan'dan
İşte o büyük gün gelmişti..
Bugün hayatımın kadınıyla evleniyordum.
Allah'ım iyi ki onu karşıma çıkarmıştı.
Çok seviyordum onu..
Üstündeki takım elbisemin yakalarını düzelttim.
Artık tam olarak hazırdım.
Şimdi kadınımı almaya gidebilirdim.
Asaf ve Miran'la birlikte evden çıkıp yan eve geçtik.
Dedemin ve babaannemin isteğiyle ilk onlar Alâ ile konuşmak istiyordular.
Yukarı çıktıktan beş dakika sonra nare ve ayça aşağı indi.
Belli ki kızlar onları yanlız bırakmak istemişti.
Alâ'dan
Kapının açılma sesini duyduğumda yüzümü oraya doğru döndüm.
Gelenler babaannem ve dedemdi.
Yani ailemdi..
Yanıma gelip ikisi de ellerimi tutup yanaklarıma birer öpücük bıraktılar..
Dedem beni elimden tutup arkamızda kalan L koltuğa oturduk.
" Benim güzeller güzeli torunum seni çok ama çok seviyoruz bunu hiç unutma verdiğin her kararda yanında olduğumuz gibi bu kararında da yanındayız. "
" Dedecim iyi ki varsınız sizleri çok seviyorum. İyi ki benim ailemsiniz. "
" İyi ki güzel kızım iyi ki "
Dedem babaannemin elindeki kutuyu alıp açtı.
İçinde tasarım bir pırlanta set çıkmıştı.
Çok güzeldii..
Gerdanlığı kutudan çıkardı ve arkama geçip boynuma gerdanlığı taktı.
Küpeleri ve bilekliği elime alıp taktım.
Son olarak babaannem setin içinde olan yüzüğü orta parmağıma taktı.
Babaannem odadaki küçük dolabın kapısını açıp kasadan küçük bir kutu çıkardı.
Yanıma gelip küçük kutunun içinden mükemmel bir yüzük çıkardı.
Bu yüzüğü biliyordum. Bizim aile yadigârı yüzüğümüzdü. Büyük babannemden, babaanneme, babaannem ise anneme vermişti. Fakat annem vefat ettiği için yüzük tekrardan babannemde kalmıştı.