25.Bölüm ✮

73 30 31
                                    

"Eğer bu ölümse, ölümden korkmamalı.

Onun güzel yüzünde, ölüm bile güzeldi."


15 ŞUBAT 2020

Kapıyı tekrardan tıklattım fakat Burçak, açmayacağını belirtiyordu.

"Saçmalama Burçak, kapıyı açar mısın?"

"Biraz beklemelisin!"

Burçak'ın sesi kapının ardından oldukça boğuk geliyordu. Bu geceye özel bir şişe kırmızı bir şişe ise beyaz şarap almam gerektiğini ve kutlama yapacağımızı söylemişti. Ona böyle bir kutlama istemediğimi ve bugünün önemini sorduğumda, doğum günüm olduğunu söylemişti.

Gözlerimi kapattım ve sırtımı, koridorun geniş duvarlarına yasladım. Yaklaşık beş dakikadır kapının eşiğinde, Burçak'ın kapıyı açması için bekliyordum. Hava yağmurluydu ve tüm yağmur damlaları, kıyafetlerimden içeriye girmişti. Kısacası sırılsıklamdım.

"Kapıyı kırma fikrime ne diyorsun?" diye seslendim. "Eğer biraz daha açmazsan-"

Dediğim esnada, kapı gürültüyle açılmıştı.

"Çok sabırsızsın."

Burnuma tatlı bir vanilya kokusu doldu ve güzel yemek kokuları. Kaşlarımı çattım ve içeriye doğru bir adım attım. Tam o esnada Burçak'ın üzerine giyindiği mini elbisenin, ona ne kadar yakıştığını fark ettim. Siyah ve grinin birbirine karışmadan asimetrik bir çizgiyle ilerlediği, mini ve siyah askılı güzel bir elbise giyinmişti. Saçlarını tam tepeden topuz yapmış ve oldukça şık görünüyordu. Topuklu ayakkabıların üzerinde rahatsızmışçasına kıpırdandı ve suratındaki parlak gülümseme ile beni karşıladı.

"İyi ki doğdun Demir!"

Ve başımdan aşağıya dökülen konfetinin parçaları, üzerimdeki su damlaları yüzünden tenimin her bir yerine yapışmıştı.

"Burçak..." dedim öfkeyle fakat Burçak, bir elini omzuma yaslayıp beni sakinleştirircesine omzumu sıvazladı. Artık beni sakinleştirmek için kendince metotlar keşfetmişti. Üzerimdeki konfetiden kalan parçaları silkeledi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

"Hazırlan ve gel, masada seni bekliyorum. Bu arada, bu şarap benim için mi? Teşekkürler."

Daha cevap vermemi bile beklemeden şarap şişesini elimden aldı ve binbir özenle hazırladığı belli olan yemek masasının üzerine bıraktı. Yemek masasına şöylece bir göz gezdirdiğimde, iki tabak ve iki kadehin -fazladan- masaya bırakıldığını gördüm. İhtişamlı ve oldukça iştah kabartan yemekleri, siyah renkli porselen tabakların üzerine dizmiş ve gri rengi bir örtü ve çiçeklerle masayı süslemişti.

"Hadisene!"

Eğer beni omzumdan ittirmeseydi, muhtemelen ambiyansa odaklanıp, asıl sürprizi kaçırabilirdim. Burçak'ın direktifiyle odaya gitmeden önce güzel bir duş almış ve üzerime siyah bir gömlek, siyah pantolon giyinmiştim. Çünkü Burçak, konsepte uymam gerektiğini ve misafirlerimizin özel kişiler olacaklarını söylemişti.

Yine evimin adresi kimlerin ellerinde gezinecekti? Merak ediyordum.

Koridordan geçip salona doğru geldiğimde, mutfağın hemen köşesinde beni bekleyen Burçak ileriye atılmış ve beni adeta kolumdan çekiştirmişti.

"Çok yakışıklı olmuşsun!"

"Sen de fazla güzelsin, Kül Perisi."

Yanağına bir öpücük bıraktığımda, neşeyle gülümsedi ve benim için ayırdığı sandalyeyi işaret etti. Masa gerçekten çok güzel görünüyordu. Sandalyeye kurulduğumda, Burçak kadehlerin içine beyaz ve kırmızı şarap doldurmaya başlamıştı.

Siyah ve Gri.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin