26.Bölüm ✮

52 30 26
                                    

"Beni ancak yakan söndürür."


16 ŞUBAT 2020

"Demir!"

Bir ayak sesine karışan endişeli ve telaşlı sesin kime ait olduğunu tahmin etmek, zor değildi. Omzumun gerisine bakmadan, Burçak'ın çıplak ayaklarla bana koşar adım geldiğini biliyordum.

Sigaramdan bir nefes daha çektim ve dumanını dışarıya üfledim.

"Demir, iyi misin?"

Değildim.

"Burçak, yukarıya çık. Neden aşağıdasın?"

Tahminlerimde yanılmamıştım. Çıplak ayaklarıyla toprak zemine basıyor ve acıyan gözlerle bana bakıyordu. Saçları dağılmıştı ve oldukça telaşlıydı.

"Özür dilerim, seni üzmek istemedim. Konuşalım lütfen-"

"Burçak, yalnız kalmak istiyorum."

"Ama bana ne olduğunu söylemezsen, sana nasıl yardımcı olabil-"

"Şu an yardım istemiyorum." Elimi, dur işareti yaparcasına ona kaldırdığımda, Burçak nefesini gürültüyle dışarıya bıraktı.

"Seni anlamadığımı filan mı düşünüyorsun? Annesizliğin ne demek olduğunu senden önce tattım ve anneme en ihtiyaç duyduğum yaşımdaydım. Berbat bir disiplin ile büyüdüm, beni yok sayan bir babam vardı ve anne diye ağlarken, bana şiddet uyguluyordu."

Bir eli avcumun içine kaydığında, soğuk havaya tezatlık yaratırcasına sıcak olduğunu fark ettim.

"Annemin geleceğine inandığım o akşam, bir daha hiç geri gelmeyeceğini öğrendiğimde, bana ağlama hakkı bile tanınmadı Demir. Babamın korkusundan, annemi hiç geri çağıramadım, hayal bile kuramadım ve rüyamda bile göremedim. Bunun nasıl bir acı olduğunu hiç tatmamanı dilerim. Sen en azından onunla vakit geçirebildin ve onu rüyalarında görebiliyorsun."

Sigaramdan bir nefes daha çektim ve göz ucuyla ona baktım.

"Şimdi bana rüyanda ne gördüğünü söyleyecek misin?"

"Annem." dedim, bir kelimeye binlerce anlam sığdırarak. "Buradaydı, evimdeydi. Birlikte doğum günümü kutluyorduk. Sonra uyumam gerektiğini ve yarın sabah burada olacağını söyledi." Gözlerim, Burçak'ın gözlerini buldu. "Senin yanında uyuyacağını söyledi."

"Onları görmüyor oluşumuz, burada olmadıkları anlamına gelmiyor." dediğinde, ona cevap bile vermedim ve sigaramdan son nefesi alıp, izmaritini kaldırıma doğru fırlattım ve arkamı dönüp, sitenin içine doğru yol aldım.

"Onlar hep bizim yanımızda, gözünle görmen neyi değiştirir ki? Bir şeye üzüldüğünde yanındalar, bir şeye sevindiğinde yanındalar, onları özlediğinde ve onlar seni özlediğinde..." dediği esnada, kapının girişindeydik.

Gözlerimi Burçak'a çevirdim ve onu baştan aşağıya süzdüm. O da buradaydı. Tek farkı, onu görebiliyordum.

"Göremediğim sürece neyi değiştirir? Bir hayal ile mi yaşamamı istiyorsun?"

"Bu kadar katı olma Demir. Rüyanda bile olsa görebiliyorsun." Benden önce içeriye girdi ve bana doğru döndü. "Ben rüyamda bile göremiyorum."

"Annen için üzgünüm Burçak."

"Ben de senin için üzgünüm ama ben buradayım. Seni ne kadar iyi hissettirir bilmiyorum fakat seni bırakmaya hiç niyetim yok." Parmakları suratımı bulduğunda gülümsedi ve suratımı sevdi. Ardından arkasını döndü ve asansörün tuşuna bastı.

Siyah ve Gri.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin