34 GÜN |TEXTİNG|

6. GÜN

bu bölümün başında biraz da Altan Efe'ye odaklanmış olacağız.
ve karakterleri biraz daha anlayışla karşılarsak çok sevinirim.
yine yorumlarınızı eksik etmeyin iyi okumalar.

🩸

Altan Efe Akdoğan

Vatanı uğruna canını feda edebilecek sıradan bir üsteğmen. Bir annenin vatan için yetiştirdiği bir çocuk.

Herşeye sahip olduğunu zanneden, istediğinden başka birşeyin olmasına imkan tanımayan ve gölgesini bile düşmandan sakınan bir asker.

Herşeyden önce en büyük düşmanı da sessizlikti Altan Efe'nin. Sıradan bir komutanın ise sessizlikten korkması pek akla gelecek bir mantık barındırmasa gerek aslında değil mi?

Kendi hayatı önemsizdi fakat kendi hayatını, kendinden çok düşünen bir kız almıştı hayatına. Kısmen.

Kendisi sokmuştu, izin almadan girmişti ona göre sıradan olmayan o üsteğmenin aklına. Bir sonraki yeri de kalbi olsa gerek.

Ciddi birşey olarak görmüyordu bunu Altan Efe.
6 gün falan olmuştu hem, sevgili triplerine girmeye gerek yoktu. Gereksizdi.

Fakat Nida'nın ne kadar ciddi düşündüğünden bihaberdi. 21 yaşındasın sen neyin ciddiyeti demek için haklı olduğunu sanıyordu üsteğmen.

Bunu düşündükten sonra kendisi için gelen 1 tepsi revani ne kadar başka şeyler düşünmeye yol açabilirdi ki.

Tabi ki yemişti. Yemeyi istediğinden de değil, o kadar yapmış niye ayıp olsun değil mi? Büyük ayıp ve ayılık olurdu elbette.

Ama hala anlamıyordu veya neyin ne olduğunu kendine yediremiyordu. Revani olurdu anca kendine yedirdiği.

Ama hoşuna gitmediğini de söyleyemezdi.

Başında olduğu bir tim vardı birde. Bu yüzden yorgun bir adam yeri geldiğinde de mutlu bir çocuk da olabilirdi. Nida varken ikiside değildi. Çok ileri gitmek istemezken, gitmemekten korkuyordu.

Ona bambaşka bir yönünü gösterirse işte o zaman ikisinin de biteceğini anlamak zor değildi. Nida'ya o Altan Efe'ye göstermeyecekti... Veya öyle umuyordu.

WhatsApp

12.04

Kara gözlüm: Cidden güzel olmuş teşekkür ederim.

Kara gözlüm: Ne yapıyorsun?

Benim kız: Rica ederim.

Benim kız: Üniversitedeyim. Sıkıcı dersler bitmeyen dersler işte anlarsın ya.

Benim kız: Sen tabi atlattın bu dersleri kolaydır işin.

Kara gözlüm: Kolay mı? Şaka olsun diye söyledin herhalde askerim oğlum asker.

Benim kız: Oğlum mu?

Kara gözlüm: Pardon, kızım.

Kara gözlüm: Güzel kız.

Benim kız: Hem desem benim demem gerek sana oğlum diye.

Benim kız: Oğlum.

Kara gözlüm: Yok, sen bana oğlum deme de.