mutlu okumalar!
🪻
Sis çökmüş, koyu gri gökyüzü ağlamıyor bu sefer. Neresi burası? Ardıma baktığımda sonsuzluk el sallıyor gibi. Uçurumun kenarı, bir adım yerin en dibi. Ayaklarımın etrafı çiçek açmış yere sabitliyor, niye ki?
Annemi görüyorum, fakat yanımda değil iki adım arkamdaydı. Birşey söylemek istedim ama sesimin çıkmadığını dudaklarımı araladığımda farkettim. Zaten sesim çıksa da duymazdı, duysa da hatırlamazdı. Nefretle bakıyor bana bakışlarından anlıyorum, yıllar önce sırayla saydırdığı zamanki gibiydi o gözlerde kalan nefreti.
9 ay karnında taşıdığı bendim oysaki. Annemin yanına ise abim gelmişti bu sefer. Bana bakmıyor, beni görmüyordu. Bir eli annemin kolundayken diğer elinde bana 16 yaşımda aldığı kitabı tutuyordu.
Dorian Gray'in Portresi.
Sayfaları kırmızıya boyanmış, yere kan damlıyor kitaptan. Fazlasıyla anlamsız bakıyor karşısına ağlamış olmalı, belli kızarmış gözlerinden. Belki de abimi sevmek zehir gibiydi ama başka bir evrendeydi panzehiri.
Annem abimi bırakmadı, abimde annemi. Sokaktaki bir paçavra gibiydim. Herkesin ayak ucuyla tekmelediği, kimsenin görmediği o paçavra. Sürekli eziliyor. Kaçmıyor.
Ama abi sen ise her evrende beni eziyorsun. Karşına bakıyorsun ama orada ben varım. Sen bunu görmüyorsun, orada olduğumu biliyorsun sadece oradan oraya savuruyorsun.
Affetmeyeceğim ikinci insan sendin. Ben seni kandırdım, yüzüne güldüğümde mutluyum mu sandın? Özür dilemedin hem, nasıl affettim sandın?
Ardından herşey 5 saniyede oluyor. İkisi beni uçurumdan itiyor. Çığlık atamamıştım. Bir karaltı geliyor, elini uzatıyor ve elimi tutuyor.
Paçavra değilim bu sefer. Karaltının yüzü yok. Bunu ne anlama geldiğini bilmiyorum. Gülümsüyordu. Göremiyordum ama kalbime o sıcaklık akın etmişti.Karaltı tanıdıktı. Ama onunla bir kahve bile içmemiştim, hem ben kahve de sevmezdim. Herşey o anda oldu, elimi bırakmayacak sandığım anda elim boşlukta sallandı. Bana hâlâ gülüyor üstelik. O eli bana gülerken bırakıyor. Kalbimdeki sızı büyüdü... Tanıdık bir kalp kırıklığı. Aynı yerden kırılmış yine. Belki de hayal kırıklığı.
Gözlerimi açtığımda sudan çıkmış balık gibi fırlamıştım. Saçlarım terden yüzüme yapışmış, nefes alışlarım hızlanmıştı. Kabus Nida. Kabullen, gerçek değil. Gerçek olamayacak kadar kötüydü. Yastığının altında duran telefonu alıp saate baktım. 08.44.
22 yaşımın ilk günü kütlü olsundu. Geri gelmeyecek bir yaşı daha pasladım maziye. Battaniyeyi üzerimden çekip yataktan indim. Fakülteye gidecektim bir süre aksatmıştım.
Ayağı çoktan kalmıştım ama başımı çevirdiğimde farkettiğim şey ile donakaldım.Kapının yanındaki tekli koltukta annem oturuyordu. Üzerinde geceliği vardı. Kapıyı kilitlemiş olmam gerekiyordu, nasıl olur da kilitlemeyi unutabilmiştim?
Diğer günlere göre biraz daha korkunç görünüyordu. Araları beyaz olan saçları çok dağınıktı. Göz altları çökmüş, bitikti. Hem ben de de bitikti sonuçta. Gördüğüm kabustaki gibi bakıyordu bana. Onun elinden en değerli şeyini çalmışım gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
34 GÜN |TEXTİNG|
Teen Fiction0551****: Hayırlı akşamlar. 0551****: Şu güzel nur cemaliniz benim başımı döndürmüşken rahat bir uyku çekmeniz büyük haksızlık değil midir?