İçimde biriktirdiğim beni hep ayakta tutan bu zamana kadar gelmemi sağlayan umut oldu.
Hiçbir zaman umudumu kaybetmedim herşeyle yetinmeyi mutlu olmayı bildim benim olmayanlara olamayacaklara istemedim bile peki ya bu içimde kırılmışlık hisside neyin nesiydi o kadar mı? İnsanların gözünde değersizdim.
Musa'nın salonu terk etmesiyle bir çok kişinin bakışları beni bulmuştu.
O bakışlarda acıma duygusu vardı.
Bu hayatta en çok korktuğum bu bakışlardı kimsenin bana acımasını istemiyordum yıllarca bundan kaçmamış mıydım zaten.
Peki ya şimdi Musa beni ne hale düşürmüştü Ayça öğretmen zaferle gülümsüyordu karşımda biliyordum ilk defa bana ait olmayanı istemiştim ve onda da en büyük korkumla yüzleşmek zorunda kaldım.
14 yıl önce
7 yaşından okula gitmeye hazırlanan Sadem çok mutluydu ilk defa okula gidecek arkadaşları olucak ve annesi gelicekti.
Babası ona böyle söz vermişti sen okula başladığında annen gelicek demişti.
"Prensesim bu ne heyecan böyle."
"Baba ben artık büyüdüm değilmi?"
"Evet benim minik kuşum kocaman kız oldu artık."
"Baba biliyomusun ben en çok seni sevicem benim tek aşkım sensin babacığım."
Babası gülerek Sadem'e daha çok sarıldı bu hayata en kıymetlisi birtanecik kızıydı.
"Hayır prensesim seviceksin sende herkes gibi sevip sevileceksin ben yanında olmasamda hep burada olucam."
Adam elini minik kalbin üzerine koyup orayı göstermişti.
"Baba annem ne zaman gelicek?"
"Şey minik kuşum annen okula gitmeye başladığında gelicek sana önceden dediğim gibi."
"Yaşasın benimde annem olucak baba benide herkes gibi okula annem götürecek."
"Sadem'im hadi sen odana git yeni aldığımız eşyalara bak."
"Tamam annem geldiğinde ona da göstericem."
Küçük Sadem odasına gittiğinde babaanne oğluna dönüp konuşmaya başladı.
"Emre neden ona yalan söylüyorsun bu yalan onu daha çok üzüyor her gün annesinin bugün yada yarın geleceğini söyleyip gelmediğini görünce daha çok üzüyor."
"Annem onun anne sevgisine, ilgisine ihtiyacı var biliyorum ama ne yapabilirim? Seda onu gördüğü yerde öldürecek Muğla'ya gitmiş bizim eski oturduğumuz mahallede bizim nerede olduğumuzu araştırıp duruyor."
"Emre'm sen senin olmayan bir çocuğa yıllarca babalık yaptın senin merhametinden, sevginden asla şüphem yok ama bu böyle olmuyor. O çocuk bizim değil 7 yıldır biz bakıyoruz bırakalım birazda devlet baksın ben bizim kanımızdan olmayan çocuk için senin canından olmanı istemiyorum onun her anne diye ağlayışı beni çileden çıkarıyor çok seviyorsa onu geri o kadına ver kimden peydahladıysa ona götürsün."
"Anne! Çok ağır konuşuyorsun o çocuk benim soyadımı taşıyor herşeyden önemlisi o benim kızım onun bana her Baba deyişiyle içimde birşeyler oluyor. Ben belki birdaha baba olamıyorum anla o benim tek aşkım ve çocuğum birdaha böyle konuşma benim yokluğumda o sana emanet anne ben askerim benim yarınım yok ama Sadem'in uzun bir ömrü var onu sakın üzme yoksa diğer tarafta iki elimde yakanda olur. O benim yaralı kuş'um hiç yüzü gülmeyen meleğim."
İşte bunlar aralarında geçen son konuşmaları olmuştu Sadem o zamandan beri babasına bağlılığı dah çok artmıştı o konuşmaları duymuştu ama yaşı küçük diye anlamamıştı.
2 yıl sonra da babasını kaybetti ve o zaman annesinin birdaha hiç gelmiyeceğini anlamış oldu.
Acılar onun beden bulmuş haliydi bir çok travması vardı herkesten sakladığı.
Babaannesinin bile bilmediği yaraları o yaralı kuş'tu babasının bile öyle sevdiği bir kuş.
Nişan günü
Bu benim ilk terk edilişim değildi.
Ama ilk defa bu kadarı bana koymuştu.
Yanıma gelen babaannemle dizlerimin üzerine çöktüm.
"Biliyomusun babaanne beni gerçekten seven tek kişi kendi kızı olduğumu bile bilmeden seven babam annem, arkadaşlarım, Musa üsteğmen hata sen bile beni birşeyler için seven kişiler siniz babam neden? Gittin beni hem öksüz hem de yetim bıraktın ben senin bahtsız kızınım mazlumun bu dünyada yüzü birkere gülmedimi birdaha da gülmüyordu."
Ellerimden biri tutup beni ayağa kaldırdı.
Emre yüzbaşı ellerini belime koyup yürümeme yardım etti.
Evimize geldiğimizde odama kapatım kendimi tıpkı babamı kaybettiğim gün ki gibi hissediyorum.
Eşyalarımı toplamaya başladım buradan gitmek istiyorum en baştan buraya gelemem hataydı.
Okula gitmediğim için müdüre çok şikayetler oluyordu bu nasıl öğretmen sorumsuz biri bu kadına çocuklarımızı emanet ediyoruz diye bak baba ben herşeyi başaramadığım gibi bunu da başaramadım daha fazla gözyaşlarımı tutamamıştım ağlayışlarım hıçkırığa sonrada iç çekmeye başladım.
En çok çocukluğumu özlüyordum çünkü o zaman babam yanımdaydı.
En son hatırladığım uykuya dalmam oldu.
"Hey neredeyim? Ben burası neden? Karanlık baba çok korkuyorum karanlıktan babaaa!"
Önümde bir ışık belirmişti ormanın içinde kaybolmuştum.
Karşıma biri çıktı ışık onun yüzüne vurunca baktığım yüz babama aiti yıllar sonra onu görmek bana iyi gelmişti tıpkı çocukluğumda hatırladığım gibi bana gülümseyerek bakıyordu.
"Sadem'im benim yaralı kuş'um ben hep seninleyim üzülme Allah senin yanında Allah seni sınıyor prensesim bu sınavdan başarılı olursan karşına öyle biri çıkacak ki bu yaşadıklarıma değdi diyiceksin. Şimdi benim gitmem gerekiyor ben hep burdayım prensesim." Tıpkı çocukluğumda olduğu gibi elini kalbini üzerine koyup arkasını dönüp gitti.
Babam seni çok özledim.Valizimin üzerinde uyuya kalmıştım babamı ilk defa rüyamda görüyordum bana pes etme demek istiyor sanırım yanlış anlamadıysam telefonumu bulup saate baktığımda 4:30 geçiyordu ben bu saate kadar uyumuş olamam yerinden kalkıp dolabıma ilerleyip içinden gecelik takımımı ve iç çamaşırlarımı alıp geri kapatım üzerimdeki elbise bana o geceyi hatırlatıyor banyoya girdim uzun bir duşun ardından saçlarımı kurutup ördüm tekrardan yatağıma girip uyumayı ve rüyamda babamı görmeyi diledim.
O benim için tek gerçek olan kişiydi.
~~~
Musa & Sadem
Yeni bölüm de görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI KUŞ
Novela Juvenilşehit üsteğmen Emre Acar'ın gözbebeği canından çok sevdiği kızı Sadem Acar. sınıf öğretmeni Sadem atandığı doğu bölgesinde yaşayacaklarından bir haber heyecanla o günü sabırsızlıkla bekliyordu. Kıdemli üsteğmen Musa Sancar teröristlerin korkulu rüya...