under someone's bed

788 98 133
                                    

Hadi bu bolum biraz gulun (acidim)

Bir süre sonra herkes kendi evine geçmişti. Felix ve Jeongin okula girdiklerinde bütün gözler onlara dönmüştü. Fakat Felix'in tek odağı Christopher'dı. Birbirlerini görünce ikisi de yaklaştı.

"Okuldan gitmene izin veremedim Lix. Fakat sınıfın değişti. Gel." Öğretmenini bir civciv gibi takip etti. Jeongin de kendi sınıfına doğru ilerledi. Çekingenlik ile öğretmenine baktı çilli. "B-bana kızmadınız değil mi?" Sustu. Cevap vermedi. Çünkü kendisi de bilmiyordu. Kızmış mıydı? Daha çok kırılmıştı. Ona anlatmasını beklemişti. Yine de çocuğu yalnız bırakmaya niyeti yoktu.

Felix korkuyla dudaklarını dişledi. Kızdığını hissediyordu. Feromonlarına anlam veremiyordu. Kızgınlık mı kırgınlık anlayamıyordu. Bir sınıfa girdiler. Öğretmeni kafasıyla boş sırayı işaret etti. "İlk ders benim zaten. Sınıftakilere kaynaş sen." Başını salladı tatlı çocuk.

Arkadan bir bağırma sesi geldi. "Boya posa endama bak be! Adam be! Hocam daddyim olun!" Herkes kahkaha atarak Kim Seungmin'e baktı. Dalga geçmeyi seven bir tipti. Kahverengi saçları gözlerini biraz olsun perdeliyordu. Güzel dudakları ve alaycı bakışları onu paha biçilemez kılıyordu.

"Kim Seungmin, teneffüste odama geliyorsun."

"Hay hay! Yeter ki siz isteyin."

Chris sınıftan çıkınca Seungmin ayağa kalktı ve Felix'e elini uzattı. "Selam Felix. Seungmin ben. Bang- Ay pardon... Kim Seungmin." Ağzından kaçırmış gibi eli ile ağzına vurdu.

"Tanrı söyletiyor işte ne yaparsın?" Dalga geçmesiyle sınıftan bir kahkaha daha koptu. "Yanıma oturmak ister misin? Kocam- Ay pardon... Hocamın koruduğu benim koruduğumdur." Felix teşekkür ederek çantasını yanına koydu. Bir süre sonra zil çaldı ve Seungmin ayağa kalktı.

"Evet arkadaşlar. Dersi iyi dinlemeyeni sikerim. Hocamı sinirlendirmeyin." Geri yerine oturduğunda Felix ona hayranlıkla baktı. Nasıl da herkes onu seviyordu? Öğretmen içeri girince herkes ayağa kalktı.

"Changbin kalksana oğlum."

"Hocam ayaktayım zaten..."

Seungmin ve bütün sınıf kahkaha atarken Felix arkasını dönüp kaslı oğlana baktı. Hoca bir şeyler geveleyip oturmalarını söyledi. Yoklama da sıra Felix'e gelince herkes ona baktı. "Burda..." Kısık çıkan sesiyle hoca yanındakine baktı. "Kim Seungmin?"

Elini masaya vurdu genç oğlan. "Burdayım be burdayım!" Elini kalbine götürüp devam etti. "Siz de buradasınız." Göz kırpıp sırıttı. Chris hoca ise sadece öksürüp derse geçti.

"İlk olarak Felix'i çoğunuz tanıyordur. Sizi bunun için uyracağım. Felix'e karşı herhangi bir kötü muamelede okuldan atılırsınız. Bu diğer arkadaşlar için de geçerli. Burası okul, koğuş değil." Seungmin bir alkış koparıcakken sinirli bakışlarını ona gönderdi. Daha sonra konusunu anlatmaya başladı.

"Sıfır sizce çift midir?" Çift değil de neydi diye düşündü tüm sınıf. Tabii tek ses çıkaran Seungmin oldu.

"Hocam sıfırı bilmem ama biz çok güzel bir çift olabiliriz."

...

Okul bittikten sonra kütüphanenin yolunu tuttu çilli oğlan. İçindeki anlam veremediği his Hwang'ı görmek istediğini söylüyordu. Merdivenlerden çıkıp kapıyı açtı. İçeri bomboştu. Çantasını koyup kitabını açtı. Bir kaç soru çözdükten sonra bir soruda gereğinden fazla takıldığını fark etti. Doğru işlemleri yaptığına emindi.

"Yardım etmemi ister misin?"

Güzel hoş ses kulaklarına dolarken başını salladı usulca. Yanına oturan beden ile gözlerini ondan alamadı. "Hımm... Aslında şurada bir hata yapmışsın. Daha doğrusu atlamışsın." Gözlerine bakmaktan soruya odaklanamadı çilli. Ne güzel anlatıyordu öyle. Eli birden ensesine gitti. "Agh!" Hyunjin hemen elindeki kalemi bırakıp ensesini tuttu.

"İyi misin? Neresi acıyor? Buz ister misin?" Başını salladı. Buzla geçseydi bunu kesinlikle denemiş olurdu. "Biraz uzan istersen? Zaten kapatacağım ama durabilirsin. Yani istediğin zaman gidebilirsin. Ama gitme... Yani işte..."

"Teşekkür ederim."

Hwang gülümsedi ve göz ucuyla ona baktı. "İnsanlar teşekkür ederken gülümser, sen neden gülmüyorsun?" Bu tatlı davranışlara karşı güldü çocuk. Ne güzel gülüyordu öyle? Herkesten saklanması gereken bir gülüş gibiydi. Sadece onun görmesi gereken.

"Çok güzel..."

Ağzından kaçan kelimeyi bile umursamamayı tercih etti. Dudakları geri düz çizgi halini aldı oğlanın. "Minho-hyung nerede?" Şaşkınlıkla baktı genç. Minho'yu ne yapacaktı ki? "Nişanlısı ile birlikteydi en son çağırmamı ister misin?" Yavaşça başını salladı ve çekinerek kendisinden büyüğe baktı. Cebinden telefonunu çıkarıp bir kaç tuşa bastığınızda ve kulağına tuttu.

"Alo? Kütüphaneye gelir misin? ... Evet kapalı biliyorum ama önemli bir konuk geldi." Gözlerini tatlı çocuğa çevirip gülümsedi. "Kim olduğu sürpriz olsun. Jisung'u da al gel."

Chanminim de chanminim

SANIRIM BEN BIR SEY YAPTIM

(yeni minsung kitabina BASLADIM)

cardigan | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin