giving me your weekends, i... i knew you

509 61 54
                                    

MERABABABABABABBABA

BU BOLUM COK IYI.

chanmin agirlikli ama olsun

SINIR: 35 OY 250 YORUM


AY İLE GÜNEŞ'İN HİKÂYESİ

"Bu ayrılmamız hem kalış hem gidiştir ikimiz için; sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle."


Ortalama büyüklükteki şirin mutfaktan ses çıkmıyordu. Bunun nedeni Jisung ve Felix'in hâlâ içeride olması olabilirdi. Hyunjin önünde duran daha bitmemiş yumurtalı ramene bakıyordu. Onun anlamını öğreninceki yüz ifadesi aklına gelince dudağının bir kenarı havalandı. Çok tatlıydı, melek gibi. Gülümsemesi kısa süre sonra silinmişti çünkü onu merak ediyordu. Ne olmuştu? Neden aniden gidip hâlâ gelmemişti.

"Minho...?"

"Heh?"

"Felix şu an nasıldır?"

"Ne bileyim ben Hyunjin!? Bininci kez soruşun!" diye azarladı onu. Başı şişmişti. Ofladı siyah saçlı olan; merak ediyordu meleği, ne yapabilirdi? Neye kırılmıştı acaba? Gidip görmek istiyordu o güzel yüzünü. Bunu yapacaktı. Ayağa kalktığı sırada damarlı kollar onu durdurdu. Arkadaşına döndüğünde "Hyun, biraz daha beklemelisin bence" dedi miniklik arkadaşı.

Bir süre sonra onun dediği gibi omegalar içeriye girdi. Felix asla yüzünü kaldırıp Hyunjin'e bakmadı. Fakat bir süre bunun saçma olduğunu anlayıp bakışlarını ona çevirdi.

Beklemediği göz göze gelmeleriydi.

Gözleri çok şey anlatıyordu. Bir anlamsızlığı, hüzün, pişmanlık... Hangisiydi? Felix ne kadar baksa da alfanın bakışlarına anlam veremiyordu. Anlam veremediği gibi gözünü onun gözlerinden bir milim sağa veya sola da kaydıramıyordu. O sırada dediği o iğrenç -aslında kötü bir anlamı olmayan- cümlesi geldi.

"Saçmalama, sadece arkadaşız"

O anda içine bir sinir çöktü. Nedenini bilmiyordu ama sinirlenmişti işte. Bir ona yakınlaşıp bir de arkadaş olduklarını söylüyordu. Bakışlarının değiştiğini fark etmeden göz temasına devam etti. Fakat bu bakışlarının altında korkaklığıyla ezilen Hwang yavaşça ondan gözlerini ayırdı.

Felix kendisinden beklenmeyecek bir şiddetle sargılı olan eliyle masaya vurunca konuşan ikili de ona baktı.

"Felix? N'oldu?" Minho'nun bir elinde bir de gözlerinde olan bakışları Hyunjin'e kaydı. "Pardon, elim karıncalandı da o yüzden vurdum" dedi gözlerini ondan ayırmayarak.

"Sargın var dikkat et"

Sesi. Saf pişmanlık doluydu. Güçsüz ve cılızdı. Felix bunu anlamıştı. "Sağol Hyunnie" dedi en sonunda gülümseyerek.

Ne kadar kolay affetmişti öyle.

Duyduğu hitapla kocaman gülümsedi alfa. "Felix sen okula gitmeyecek misin? Eğer gideceksen birlikte gidelim mi? N'olur!" Felix biraz soğusa da hâlen tadı güzel olan ramenini yerken ağzındaki lokmayı yutmadan eliyle yumruk yapıp baş parmağını kaldırdı. Han sevinçle ellerini çarparken Minho onun bu tatlı hâlini izledi.

"Bırakmamı ister misiniz?" dedi Hyunjin. Ona da aynı hareketi yapıp yemeğine geri döndü. "Hem Chris'i ziyaret etmiş olurum" dedi ve ayağa kalktı. Bulaşıkları yıkamaya yöneldiğinde Felix de son lokmasını yutup kaseyle birlikte tezgaha yanına gitti. Minsung ikilisi odayı terk edince Hwang iki tane önlük çıkardı. İkisi de iplerini başından geçirip önlüklerine baktılar.

cardigan | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin