but I knew you, playing hide-and-seek and...

617 88 286
                                    

MERHABAAAAA YAKLASIK IKI HAFTADIR YB YAZMAYA CALISIYORDUM CUNKU YAPTUGIM DUYURUYA CEVAP GELMESINI BEKLEMISTIM AMA GELMEDI

o yüzden bölümde ne jeongbin veya chanmin sahnesi var ne de hyun kizisma dönemine giriyor

Sınır
200 yorum
30 vote

FRIENDS?

"Seveceksen ölçülü sev ki sevgin uzun sürsün;
çok hızlı giden de çok yavaş giden gibi geç varır hedefe."

Uyuyan güzel uykusundan prensin onu öpmesiyle uyanmıştı. Fakat Lee'nin prensi şu an yanında olmadığı için kendisi kalkmıştı. Gerçekten neredeydi prensi? Yatağını toplayıp odadan çıktı. Mutfakta görememişti, salonda da yoktu. Tek seçenek misafir odası kalıyordu. Oraya doğru sürükledi adımlarını.

Burnunu sızlatan feromonları hissetmemeye çalıştı.

Odanın kapısını iki kez tıktıkladı. Bir ses gelmeyince boş olduğunu düşünüp kapıyı araladı.

İçerisi gerçekten boştu. Kendisini tutamadan içeri girdi. Düzenli bir yatak, parfümlerle donatılmış makyaj aynası, aynalı gri şık bir dolap onu karşılamıştı. Sadece bir misafir odası olmasına rağmen oldukça şık olan bu oda Felix'i derinden etkilemişti.

Makyaj masasına ilerleyip bir parfümü eline aldı. Havaya sıkıp kokuyu içine çekti. Hayır, prensinin kokusu bu değildi. Bir diğerini sıktı daha sonra başkasını ama asla prensinin kokusu burnuna gelmedi.

Geri yerlerine koyarken birncam küre elinden kaydığı gibi yere düştü. Kırılan cam ve çıkan gürültü ile sesli bir küfür etti. "Siktir..." Yere çömelip parçaları toplamaya çalıştı.

Bu sırada bir kilit açılma sesi ve ardından açılan kapı sesi kulaklarını doldurdu. Yavaş yavaş kendisine yaklaşan ıslak adımlar sırtının gerilmesine ve omuzlarının dikleşmesine sebep olmuştu. Adım sesleri durdu fakat Felix arkasını dönemedi.

Hwang'ın gözleri ise kırılan aile yadigârı küredeydi. Babasının kendisine bıraktığı tek şey...

Paramparça olmuştu.

Sadece bel altını kapatan havlu yere düşen su damlalarına engel olamamıştı. Felix bu sessizliğe daha fazla dayanamayarak arkasını döndü.

"Ç-çok özür dilerim... Yemin ederim yenisini alacağım. Lütfen beni affet. Hyunnie? Çok üzgü-"

"Ellerini ver."

"Ne?"

"Ellerini uzatabilir misin Lixie?" Çocuk ellerini kaldırarak kendisine yukarıdan bakan genç adama uzattı. Şimdi fark etmişti de eli kanıyordu. Ellerini tuttu ve yanındaki dolaptan ilaç ve sargı bezi çıkardı. Hiçbir şey demeden ilacı avucuna döktü. Felix yanan eli ile acıyla dudaklarını ısırdı. Bunu gören Hwang elleri dudaklarına yaklaştırıp üfledi. Sıcak nefesi eliyle buluşunca bütün acısını unuttu.

Hwang bu çocuğa kızamıyordu, kırılamıyordu.

Sargıyı ellerine sarıp avucunu öptü. "Bir daha yapma. Hiç bir şey senden değerli değil." Bunu unutmamasını öğretmeliydi. Derin bir nefes verdi. "Sen mutfağa gidip beni bekle. Üstümü değiştirip geleceğim. Küreyi kafana takma. Alt tarafı bir küre..." dedi düz bir sesle. Fakat küre önemliydi. Küre çok önemliydi.

cardigan | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin