6

14 2 0
                                    

2 ekim 2002

"Yapma! O senin kızın ona birşey yapma yalvarırım" diye haykırdı annem. "Benim kızım yok! Hepsi senin suçun ya kızı alıp siktir olup git yada kızını at" dedi babam karşılığında "böyle birşey yapamazsın ne olursa olsun o senin kızın" diyince annemin boynuna elini dayadı annem nefes almak için elinden kurtulmaya çalışıyordu.

"B-bırak beni" dedi zarzor aldığı nefesleri arasından. "Benimle düzgün konuş!" diye bağırdı babam anneme sanki dediğini duymamış gibi. Çok bağırıyorlardı. Yataktan sallanan ayaklarıma baktım. Büyüyünce nasıl olacağım acaba? Hala bu bağırışları dinleyecek miyim.

Annemle rahat yaşayabilecek miyiz? Bu yaşımda kafamda çok soru vardı. Ama en büyük sorum ben yaşayacakmıydım? Ah neyse babamın beni sevmesi için ne yapmalıydım? Belki resim yapsam beni severdi ve mutlu olurduk. Hemen yataktan indim ve küçük masama ilerledim. Zorda olsa sandalyeye çıkıp bir kağıt ve boya aldım.

Malzemelerimi masaya koydum ve ayaklarımın yere değmediği sandalyeye oturdum. İlk annemi çizdim sarı saçları, mavi gözleri. Sonra babamı siyah ve kahve karışımı saçlarını ve adını bilmediğim renkte gözleri. Neydi bunun adı. Bir saniye düşüneyim. Hmm buldum! Ala mıydı evet evet buna çok benziyordu. Ortalarına kendimi koydum.

Arkaya evimizi çizdim, güneş, bulutlar, gökyüzü. Resmimi sonunda bitirdim. Şimdi aşağıya inip babama vermem gerekiyor. Sandalyeden inmeye çalışırken sırtım sandalyeye sürtündü bu gıdıklamıştı. Kimsenin duyamayacağı bir şekilde kahkaha attım. Aa birşey unuttum.

Hemen elime kırmızı kalemi alıp kocaman bir kalbin içine aldım bizi. Evet işte şimdi daha güzel. Resmime bakarken kapının kapalı olmadığını görmediğim için kafamı çarptım. Bu acıttı. Ben bu kapıyı nadıl açıcaktım. Etrafıma bakındım. Bulduğum küçük tabureyi kapının önüne koyup üstüne çıktım.

Bir elimde resim olduğu için kapıyı açmak çok zordu. Ama bu kapı açılmıyordu. Sıkışmışmıydı acaba? "Anne kapı sıkışmış galiba açamadım yardım edermisin" diye seslendim anneme. Cevap vermedi. Ve kapı kulpunun altında bir şekilli çubuk buldum. Bunun adı kilit kiliti anahtara sokup çevirince kapı açılıyordu. Yanlışmı söyledim?

Pardon bunun adı anahtar doğru özür dilerim karıştırmışum. Anahtarı kilide sokup çevirdiğimde açılıyordu. Ve öylede oldu ve kapı açıldı. Tabureden indim ve dışarı çıktım. Merdivenin yanındaki çubuklar yardımıyla aşağıya indim. "Baba bak size resim çizd- aa annem uyumuş" yerde yatan annemden sonra babama baktım.

Bana doğru sinirle gelen babam elimden kağıdı aldı ve biraz baktı. Bana bakınca gülümsedim ama onun yüzünde hiç birşey yoktu. Gözümün içine bakarak kağıdı yırttı. "Ama ben ona çok uğraşmıştım beğenmedin mi baba?" diye sordum. Sinirle nefes aldı. "Kes sesini! Senin baban yok anladınmı beni" diye bağırdı bana.

Ama benim babam karşımda duruyordu. Anlamamıştım ama sinirlenmemesi için sustum ve annemin yanına ilerledim küçük adımlarla. "Anne ben acıktımda sana yemek yapmamda yardım edebilirim" dedim ama tepki vermedi. Buz gibi elini tutup sallamaya başladım.

Uyanmuyordu bir umut uyanır diye sarıldım ve bende uyuya kaldım.

Duygulandım. Geçmişe dönelim dedim birazcık bazı kelimeler garip yazıldı çünkü bu bölüm 2 yaşındaki ışığın ağızından yazıldı anlamayanlar için ♡

Bir sonraki bölümde görüşürüzz ♡♡♡


IŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin