Bilincim açılırken kafamı tahtaya değil başka birşeye koyuyordum. Arkamı dönmek istediğimde birinin kucağınca yattığımı gördüm. "Günaydın" Alper mi? bu adam niye beni takip ediyor. Elini saçıma götürünce hemen doğrulmamla başım döndüğü için sedyelendim. "iyimisin" başımı salladım. "İyiyim başım döndü sadece"
Kahvelerini mavilerime kilitleyip. "Evet ışık güzelliği şimdi açıkla" kaşlarımı çattım. "Neyi?" diye sordum. "Neden bana arkadaşıma gideceğim diye yalan söyledin" sesini yükseltmiştir biraz. Başımı eğdim. "Özür dilerim. Kızdınmı?" başını salladı. "Kızdım ışık"
"Özür dilerim" kendimi suçlu hissedince sol gözümden bir damla yaş düştü. "Ama kızamıyorum sana ağlama"
Bir koruma gelip bana yaklaştı. "Buyrun efendim" kucağıma koyduğu tepsiyle eli bacağıma deydi. Hayır bir günde normal geçsin be kardeşim. Titremeye başladım. Alper "ışık ne oldu" cevap veremiyordum. İstesemde kelimeler ağızımdan çıkmıyordu."Işık bana bak" başımı kaldırdım. Kucağımdaki tepsiyi alıp beni kucağına alıp sarıldı. Ben neden rahatsız olmak yerine rahat hissediyorum. Neler oluyor ya? "Işık anlat bakayım bana ne oldu" omzundaki başımı salladım. "B-bacağıma değdi eli" ağzımdan bir hıçkırık çıktı. Bir elini saçıma koyup okşadı. "Şşş tamam geçti ağlama"
Biraz sakinleşince tekrar bank'a oturttu ve karşımda diz üstü oturdu. "Daha iyimisin" başımı salladım "teşekkür ederim" gülümsedi. "Hadi bakalım yemeğini ye sonra seni bir yere götürcem" yemeğe bakınca en sevdiğim ve uzun zamandır yemediğim yemekler olduğu görüp tekrar Alper'e baktım. "Sarılabilirmiyim"
Kollarını açtı boynuna atladım "çok teşekkür ederim en sevdiğim" sarılmama karşılık verdi. "Rica ederim yeterki iste" ayrıldım ve geri yerime oturdum.Ben yemeğimi yerken o telefonla konuşuyordu. "Ne demek kaçtı? Şehir ve yurtdışı giriş çıkışlarına ekip gönderin o adam bulunmadan gözüme görünme!"
Telefonu kapatıp gülümseyerek yanıma geldi. "Bitirdin mi" tabağa baktım bittiğini görünce üzüldüm. Yüzüm düşük bir şekilde başımı salladım.Küçük kahkaha attı. "Asma suratını alırım yine" gülümsedim. Bir saniye iş? "Beni kafeye bırakırmısın geç kaldım" dedim aceleyle. "Kafemi?" başımı salladım. "Orda çalışmak istemediğini ikimizde biliyoruz ışık" gözlerine baktım "ama gitmezsem babam beni öldürür" boyuma eğilerek "ben yanındayken sana 2 metre yaklaşamaz" dedi güven verici sesiyle.
"Hadi bakalım kalk biryere gideceğiz" başımı salladım. "Yorgunum ben" gülümsedim. Saniyeler içinde gelip beni kucağına aldı. "Alıştın sen kucağa hani rahatsız oluyordun" ayaklarımı beline doladım. "Ben bu soruya cevap veremem" kahkaha attı.
"Çok garip değilmi?" adımları yavaşladı. "Ney garip" adımlarını durdurup bana baktı. "Sanki 5 yıllık arkadaşım gibisin herşeyimi biliyorsun nelerden hoşlandığımı neleri sevdiğimi sahiden nereden biliyorsun bunları" adımlarına devam etti. "Söz veriyorum bir gün söyleyeceğim"
"Yaa merak ettim ama" diye itiraz ettim. "Daha merak edicekmisin yoksa indireyim mi " oflayak çenemi omzuna koyarak arkamızda bıraktığımız denize baktım. Kapıyı açıp içeri oturdu. "Beni indirmeyimi unuttun aloo" ben yokmuşum gibi etrafa baktı. "Bir ses geliyor ya sende duyuyormusun ahmet" dedi şoföre doğru.
Kollarımı bağlayıp kucağından inerek yanına oturdum. "Sen bana tripmi atıyorsun" cevap vermedim. "Bak bak bak cevapta vermiyor" yanağımda hissettiğim acıyla hafif bağırdım. "Ne ısırıyorsun be" gülümsedi. "Bana trip atmanın cezası" gözlerimi kıstım. "Kötü civciv niye öyle bakıyorsun"
Bakışlarım kollarındaki dövmelere kaydı. "Oha"yakından bakmak için kolunu tutup kendime çektim. " çok güzel" bir dövme dikkatimi çekti kolunu kucağıma bırakıp sol kolumun bileğini açtım. Aynı dövmeleri yaptırmıştık ayın içinde güneş olan bir dövme. Alper'e baktım bana bakıyordu. "Bilerekmi yaptın" başını iki yana sallayıp reddetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIĞIM
Novela Juvenil"Ya sana birşey olsaydı ben karanlığımdaki ışığım olmadan nasıl yaşardım? "