Alper'in eli ellerime gitti. "Bebeğim özür dilerim" çekip kendine sarıldı. Kafamdaki yankılanmalar gidiyordu. Yavaşça elimi kulağımdan çektiğimde alper yüzümü acuçlarının içine alıp öptü. "Çok özür dilerim birtanem" gülümsedim. Gülümsedi. Parmağıyla burnuma vurdu. "Ama birdahakine giyeceğini söyle" dedi.
Hızlıca üstüne atlayıp sarılınca geriye doğru yattı. Kafamı omzuna yasladığımda boynumu öptü. Eliyle saçımı okşamaya başlayınca uykuma yenik düştüm.
...
Karnımdan aşağıya hissettiğim ağırlıkla uyandım. Gözümü açtığımda alper başını karnıma koymuş elini belime sarmıştı. Telefonu elime alıp instagram'da dolaşmaya başladım. Alper hareketlerinde boştaki elimi saçına götürüp okşamaya başladım.
Belimdeki elini daha çok sıkılaştırdı. Telefonda Alper'in fotoğrafı karşıma çıktı. Aynada poz vermişti. Fotoğrafı beğenip galerime indirdim ve kilit ekranıma koydum. Sıkıldığım için telefonu kombine bıraktım. Bir elim saçındayken diğer elimi sırtına koyup okşamaya başladım.
Birşeyler mırıldandı ve güneş ışığına rağmen gözlerini açmaya çalıştı. Vücudumun yarısında yatarken ufak esneme hareketleri yaptı ve başını bu sefer göğsüme koydu. Saçlarını öpüp okşadım. Uyurken bir insan nasıl bu kadar tatlı olabilirki? Aklıma fikir geldi. Telefonu elime alıp kamerayı açtım şarkı seçtikten sonra Alper'in yan yatan yüzünü elimle kapatıp videoyu başlattım.
Şarkıyı söylemeden sadece dudaklarımda fısıldıyordum. Şarkı bitti videoyu durdurup yayınladım. Telefonu bırakacakken alper bileğinden tutup telefonu kendi eline alıp videoyu izledi. Ben ne olduğunu sindiremezken alper telefonu verdi. "Güzel çıkmışsın şuan seni öpmemek için savaş veriyorum" dedi. Derin sesiyle.
Eğilip yanağını öptüm. "Hadi saat 12 olmuş" dedim. Omzunu kaldırdı. "Olsun isterse gece 12 olsun kalkmam ben buradan" dedi ve tekrar yerini aldı. Telefonuma sırasıyla bildirim gelmeye başladığında gülümsedim. "Sesli okuyayimmi yorumları" dedim. Başını salladı.
Telefonu elime aldım. Ve okumaya başladım.
"Çok yakışıyorsunuz"
"O Alper Akkaya değilmi??" dedim. "Yoo ne alperi be" dedi alper alayla. Kahkaha attım.
"Yatan adam çok şanslı" alper yüzüme baktı. "Tabikide çok şanslıyım böyle bir güzelliğe sahip olduğum için" kendine çekip öptü.
"Çok güzelsinn adam yerinde olmak isterdim." alper tekrardan bana baktı. "Kim o piç" dedi. "Ah özür dilerim bebeğim ağzımdan kaçtı" dedi daha sonradan."Alper Akkaya gerçekten yakışıklı biri" kaşlarımı çattım. Alper'in bana bakıp gülmesini umursamadan kızın profiline girdim. Götünü sallamaktan başla birşey yapmıyordu. Alpere baktım sadece bana bakıyordu. "Benim gözüm senden başkasını görmez güzelim" dedi. Biliyordum ama sinirimi bozmuştu. Tekrar yorumlara geldim.
"Yuh, çüş, oha ne ara 300 yorum daha geldi!" dedim. "Tabi böyle yakışıklı görmüşler ben olsam bende yazarım" dedi alper alayla. Kafasına vurdum. "Elin ağırmış" dedi vurduğum yeri tutarken. Vurduğum yeri öptüm. Telefonu kapattım. "Yeter bu kadar" dedim.
Alper yavaşça doğruldu. Kapıyı açıp aşapıya seslendi. "Serpil! Kahvalyıyı ışığın odasına istiyorum" dedi ve tekrardan yanıma yatıp beni kendine çekti. "Uykum var uykum senin yüzünden uykum gitmiyor" dedi yalandan kızarak. "Ben ne yaptım?" dedi kolları arasından yüzüne bakarak.
"Bu kadar güzel olup güzel kokmasaydın bağımlısı oldum" dedi. Bende gözümü kapatıp göğsüne yaslandım. "Kolun nasıl oldu" diye sordum. "Koluma ne olmuştu ya?... Ah hatırladım ufak mermi sıyrığı doktor hanım sarılışınızla iyileştirdiniz unuttum acıyı" dedi. Gülümsedim içeriye çalışan girdi. Doğrulup yatağa oturdum kadın bilerek tepsiyi yan çevirdi ve tabakların üstüme düşmesini sağladı.
Yüzüm acıyla büzülürken alper sinirle ayağa kalktı. "Serpil! Ne yaptığının farkındamısın sen!" diye haykırdı. Kadın suçsuz gibi elini önğnde bağlayıp başını eydi. "Çık dışarı çık gözüm görmesin seni kovuldun!" dedi tekrar bağırarak. Kadın gözleri doku bir şekilde Alper'in kolunu tuttu. "Alper be-" derken alper kolunu savururcasına çekti.
"Sen kimsin bana dokunuyorsun ha?" deyince yukarıya korumalar çıktı. Kadını alıp aşağıya indiler kadının Alper'i sevdiği çok belliydi. Ben üstümdeki tabakları geri tepsiye koyuyordum. Alper beni belimden tutarak yataktan çıkarttı. "İyimisin?" dedi yüzümü avuçlarının içine alıp. Kaynar kahve dökülen karnımı gösterdim. "Acıyor" dedi ani korkunun etkisiyle titreyen sesim.
Kapı çaldı. Eren geldi. "Efendim sorun varmı" dedi. "Git buz getir" dedi alper adam hızlıca çıktı. Alper elini gösterdiğim yere tuttu. "Bakabilir miyim?" dedi izin isteyerek. Başımı salladım beni yuvarlak koltuğa oturtup tişörtümü karnıma kadar sıyırdı. Soğuk havanın gelmesiyle yüzümü buruşturdum.
Alper dokununca tişörtümü tutan elini sıktım ve acıdan kafamı geriye attım. Eren geldi buzu alpere verdi. Alper buzu karnıma koyunca acıyla inledim. "Efendim doktor çağırmamı istermisiniz" dedi. Alper bana baktı. Başımla red edince. Eren başını sallayıp çıktı.
"Lütfen çek şunu canım çok yanıyor!" dedim. "Tamam bebeğim ama bunu koymazsan sonrasında daha çok acıyacak" dedi. Ve hafif kaldırıp tekrar koydu. Bazı hizmetliler gelip yatağın üzerindeki yemekleri toplayıp çarşaflarını değiştiler. Alper buzu karnıma bırakıp kucağına aldı ve yatağa yatırdı.
Buzu kaldırdı. Sıcak dudaklarını karnına deydirince irkildim. "Alper çok acıyor gerçekten" dedim dayanamayarak. Buzu çekip kenara koydu tişörtümü kapatığ banyoya girdi. Elinde merhemle gelip tişörtümü tekrar açıp merhemi sürmeye başladı.
Acıyla yumruklarımı sıktım ve gözlerimi kapattım. Sürdüğü elini tutup çekmeye çalıştım ama etki bile etmedi. "Bebeğim bitti bir saniye" dedi ve elini çekti. Tişörtümü kapattı ben sinirle ayağa kalkıp kadını bulmak için aşağıya inecektimki. Karnımdaki sızlamayla daha çok sinirlendim. Umursamadan aşağıya indim alper peşinden geliyordu.
Salonun boydan camlarından dışarıdaki kadını gördüm. Üstümü önemsemeden çıkıp kadının yanına gittim. Kadının saçına yapışınca alper arkadan koştu korumalar da ayırmaya çalıştı. Alper beni belimden tutup geri çekti. Korumalar da saçı dağılmış kadını geri çekti.
"Alper bırak öldüreyim şunu!" diye bağırdım nefes nefese. "Şş sakin ol" dedi alper. Kadın ağlamaya başladı. Herşeyi yalandı bunun. "Poyraz çıkar şunu dışarı!" dedi alper. Adam kollarından tutup dışarı çıktı. Sinirle diz çöktüp yere vurdum. Beni kucağına alıp içeri ilerledi. "Birtanem canın yandı biliyorum ama kendine daha çok zarar veriyorsun" dedi.
Sakinleşmek için başımı boynuna gömdüm. "Ama seni kucağımda uyutamayacağım" dedim hüzünle. Burnundan gülüp saçlarımı öptü. "Olsun senin yanımda olman yeter" dedi. Eve girdi. Yukarı çıkıp yatağa bıraktı.
"Ben üstümü değişeyim" dedi ve giyinme odasına girdi. Bekledim. Alper her zamanki gibi takım giydi ama bu zafer lacivert takımdı. Ayağa kalkıp ben giyinme odasına girip giyinmeye başladım. Aynadan karnıma baktım. Alper hemen müdahale ettiği için çok fazla belli olmuyordu ama acıyordu.
Bilirsiniz yani sıcak birşey içtiğinizde diliniz yanar ve bir zaman öylece kalır o acı aynen öyle. Üstüme askılı lacivert crop giydim altımada siyah eşofman giyip çıktım. Alper başını telefondan kaldırıp bana baktı. Karnıma baktığında. Kaşlarını çattı. "Orası neden açık" dedi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bilmem canı istemiştir belki" dedim. Acıyı belli etmemek için yutkundum. "Gel hadi kahvaltı edelim" dedi. Başımı sallayıp onu takip ettim. Masa her zamanki gibi ağzına kadar doluydu. Alper karşıma oturunca yemeği yemeye başladık.
~1000 kelime

ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIĞIM
Teen Fiction"Ya sana birşey olsaydı ben karanlığımdaki ışığım olmadan nasıl yaşardım? "