Medya: Kısaçİlahi Bakış Açısı
Küçük kız yine yıkık dökük evin içinde titreyerek belki bir umut diye, belki unutmamıştır, belki yine o şakalardan birisidir diyerek bekliyordu. Kış günüydü ve yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu.
Kız işte o zaman yağmurdan nefret etti.
Onun üşümesini sağlayan yağmurdan.
Onun donma derecesine getiricek o soğuk kış rüzgarından.
Küçük kız insanlardan nefret etti.
Yüzüne acınırcasına bakan, bir şey istediğin zaman karnını tekmeleyerek reddeden insanlardan.
Küçük kız kendisinden nefret etti. Hâlâ o kadını bekleyen kendisinden. Gelmeyecek olsada bekledi. Belki dedi, belki bir umut, belki bir mucize olur ve geri gelir diye umut etti ama olmadı. 1 yıl geçti, 2 yıl geçti ve 3 yıl geçti ama yine de gelmedi.
Küçük kız ölüme terk edildi. Kirden gözükmeyen yüzünden damla damla yaşlar akmaya başladı. Kırık pencereden kış rüzgarı ve şiddetli yağmurun tanecikleri kızın üşümesini, titremesini sağlıyordu.
Kurumuş dudakları hem soğuktan hem de ağlamaktan dolayı titredi.
Karnı açlıktan midesine yapışmış gibiydi. Bir kuru ekmek parçasına bile razıydı.
Evdeki artık yemekler bitmişti ve sokaktaki insanlar artık hiç yemek vermiyordu. Eğer sokağa çıkarsada yağmur soğuktan ölmesine neden olabilirdi.
Kız açtı, susustu, üşüyordu...
Artık son çare olarak bedenine sarıldı ve üzerine çöken ağırlık ile beraber gözlerini kapadı. Ölecekti.
"Allah iyileri hep erken alır. " diye fısıldadı.
"Ben iyi birisi miyim?" Burnunu çekti.
"Ama ben çok pisim... Allah beni böyle cennete alır mı ki?.. Söylesene anne hiç aklına geldim mi..." Kızın gözleri yavaşça kapandı ve dudakları titremeyi bıraktı.
Bembeyaz teni ile öylece kendine sarılarak yere uzanmış gitmişti...
♛┈⛧┈┈•༶༶•┈┈⛧┈♛
"Hey! Hey, uyanıyor çocuklar gelin bakın!
"Bağırma Barış, kızı neden rahatsız ediyorsun Korhan ağabey bir şey yapmamamızı söyledi."
"Ne? İyi de kendisi uyanıyor! Hey, iyi misin? Ayda! Ağlamayı kes ve yanımıza gel, bak uyandı o iyi."
Yüksek ses kızın başını ağrıttı ve gözlerini kırpıştırarak açtı.
Etrafına bakarak neler olduğunu anlamaya çalıştı. İlk bulanık gören gözleri yavaş yavaş daha da netleşiyordu.
Doğrulamak istediğinde bir tane sarışın erkek çocuk onu durdurdu ve nazikçe,
"Bekle, bekle ben sana yardım ederim." diyerek küçük kızın yattığı yastığı yatağın başlığına yaslayarak kıza rahat bir pozisyon sağladı.
Kız bir şey demedi. Sadece saf saf etrafına baktı.
Sarışın bir erkek çocuğu ondan biraz daha uzun olsan esmer bir erkek çocuk daha ve sarışın çocuğun arkasında duran sarı saçlı mavi gözleri ağlamaktan kızarmış bir kız vardı. Sarı saçlı yeşil gözlü olan erkek çocuk,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin Eserin
Novela JuvenilBeni o gece yalnız bıraktığın için seni affetmiyorum anne. Her gece seni o kapıda bıraktığın yerde bekledim. Kış günüydü, yağmur yağıyordu ve ben işte o gün soğuktan, yağmurdan nefret ettim. Neden mi? Çünkü buna sen sebep oldun. Yıllar sonra iyilişm...