İyi okumalar dilerim. Kahvenizi alın ve tadını çıkarın💓
Her insan bir sevgiyi ve en önemlisi anlaşılmayı ister. Bunca zaman boyunca o kişiyi anlamadıysan eğer onu umursamıyorsun demektir.
İnsanlar acıyı hisseder ancak en çok acıtan şey insanların ağzından çıkan sözlerdir. Bir söz yeterdi canının yanmasına, ellerinin titreyip nefes bile almana yardımcı olmamaya. Ne olursa olsun dikkat edilmesi gerek şeyler seçtiğin kelimeler olmalıydı bu hayatta.
Belki yokluğun değil ancak giderken sarf ettiğin sözler, insanın canını en çok o yakardı.
Şimdi karşımdaki ekibe bakmış cevabımı bekliyordum. Hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Tekrar dudaklarımı araladım ve konuştum.
"Duymadınız mı? Kısaç, gidiyoruz. Gitmek zorundayız." Bakışlarım herkesi es geçip koltuğun yanında bana şaşkınca bakan Kısaç'ı buldu.
"Ne saçmalıyorsun?" diye sordu bana çatık kaşlarla.
"Gitmeliyiz, bizi bulacaklar, beni bulacaklar ve ben bunu istemiyorum."
İki elimi de yumru hâline getirerek konuşmuştum. Çatılan kaşları daha da çatılırken bir anda söze Karam atladı.
"Nereye gidiyoruz? Bizi kim bulacak açık konuşsana." Ses tonunda ki endişeyi ufakta olsa fark edebilmiştim.
Ona bakmayıp Kısaç'a bakmaya devam ettim.
"Korhan ağabey. Ona haber verdim, veda etmek istedim ancak o beni bulur. O değilse de Tuğçe söyler burada olduğumuzu. Gidelim, ne olacaksa olsun, yeter ki gidelim ve bir daha gözükmeyelim. " Ellerim yavaştan titremeye başladığında bakışları birkaç saniye oraya gidip tekrar gözlerime kaydı.
Birkaç adım yaklaşarak karşımda durdu.
"Bana detaylıca ve sakince anlat. Ne oldu?"
Derin bir nefes alarak konuştum.
"Telefonu alıp son kez de olsa Korhan ağabey ile vedalaşmak istedim. Onu aradım ve her şeyi ona bırakarak veda ettim. Bana bir şey diyecek iken telefonu suratına kapattım ancak o beni bulacak. Bu yüzden gidelim ve onları bir daha hiç görmeyeyim."
Son dediklerimle beraber sertçe yutkundum. Bir daha yüzleşmek istemiyordum. İşittiğim sözler benim için yetmişti.
Ayda bile bana siktiri çekmiş, anlamak istememişti ya da ben öyle düşünüyordum.
Çatılan kaşları hafifte olsa gevşedi.
"Barış? Barış'ı görmek istemiyor musun?"
İşte o nefret ettiğim soruyu yüzüme su çarpar gibi sormuştu. Birkaç saniye gözlerine baktım ve mantığım ile duygularım bir iç savaş hâline geldi.
'O senin kardeşin hiç bir şey yapmadı bari onunla düzgün veda et.'
Duygularım bana yalvardı ancak araya mantığım girdi.
'Duygularına yenik düşme kızım. Sana ne dediler duymadın mı? Seni kimse anlamıyor. Artık kendini düşün, kendine gelmen lazım Açelya. Artık her şey için çok geç. Her şey karmakarışık ve bu durum senin yüzünden oldu. Yeni bir hayata gözünü aç."
Zaman durdu, kulağımda çınlamalar yükseldi ve kalbimi siyah bir şey yutuyormuş gibi hissettim. Kalbimi kurtarmak istedim, derin nefesler verdim ve aldım ancak olmadı. Gözüm birkaç saniyeliğine karardı nefesim daraldı ve mantığım beni ele geçirdi.
Dudaklarımdan bir anda şu kelimeler döküldü.
"Beni siklemeyen birileri için canımı dişime katmam gerekmiyor. Evet gidelim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin Eserin
Teen FictionBeni o gece yalnız bıraktığın için seni affetmiyorum anne. Her gece seni o kapıda bıraktığın yerde bekledim. Kış günüydü, yağmur yağıyordu ve ben işte o gün soğuktan, yağmurdan nefret ettim. Neden mi? Çünkü buna sen sebep oldun. Yıllar sonra iyilişm...