Hayat Dediğin?

bitiş ve başlangıç!

29 mayıs 2004..hasta yatağımda gözümü tavana dikmiş son nefes sayımı tamamlamak Üzereydim.Sahibi emanetini istiyordu ya ölüm sadece bi bahane.

Son gücümle gözlerimi açıp etrafıma baktım.Hoca olan yeğenim yanımda kuran ı kerim okuyordu.Odam çocuklarım, torunlarım, eltim ve benim de cocugum sayılan eltimin cocuklarıyla dolmuştu. Hepsi nin yüzünde hüzün veda etmek için beklemedelerdi.

Acısıyla tatlısıyla bana verilen ömrü tamamlamiştım. Kimseye bi kırgınlığım yada küskünlüğüm yoktu hakkım da herkese helaldi..

Bütün hayatım yeniden gözümün önünden film şeriti gibi geciyordu.Ben Ayşe imkansızlıkların içinde 6 cocuguyla hayata tutunmaya çalışan ve başaran Ayşee...

nasıl mı başlamıştı?

1926 yılında ayını ve günü nü bilmediğim bi tarihte sinop un gerze kazasının hıdırlı adında bir dağ köyünde şartların kısıtlı olduğu yıllarda daha da kısıtlı şartlardaki bu dağ köyünde annemin üçüncü babamın 2.çocuğu olarak dünyaya geldim.

annemin ilk evliliğin den hamdi adında bir oğlu vardı.Abim mehmet ve benden 10 yıl sonra dünyaya gelen
Kardesim satı olmak üzere 4 kardestik.

kimse adiyla tanınmazdı bu köyde herkesin bi lakabı olurdu isimden çok lâkaplarla bilinirdi insanlar.

Babam ayağından engelliydi şehre gider gelirdi cok bilmis olduğu düşünüldüğü için kaymakammısın? oğlum sen deyip adına topal kaymakam demişler.

toplu bi kadındı annem onada şişman gız derlerdi.abim doğduğunda gızz şişmangız oğlun güzelmi? diye sormuşlar.yokbe taslak bi sey tamamlanmamis gibi diye espiri yapmis annem. mehmet olmus taslak. ben dünyaya geldiğim de oğlum bak kim geldi demiş babam abime.abimde beşiğe bakıp ceddeee demiş. Bende bu ismi almışım ayşe den cok cedde olarak geçirecektim 78 yıllık bir ömrü.

bu köyde dünyaya dair bir çok şeyden habersiz karın doyurmak amaçlı ekip biçerek geçinirdik.tarlalar öküzle, sabanla sürülürdü.mal hayvan beslenir süt, peynir,yoğurt yapılırdı coğu zaman para değil değiş tokuşla yapılırdı aliş verişler. yumurta ver, bugday al bugday ver, meyvesi olandan meyve al.Dağdan salep toplanir ip yapılır kumaş dokunur da el yordamıyla elbise dikilirdi.biz yine şanslıydık babam boyabata kasabaya giderdi kumaşımız boyabat tan gelirdi.

Tarlada, dağ da, hayvanda, erkek cocukları ailenin elindeki güç demekti.Erkek çocuk avantajdı.Gece hayvan gelmedimi? yolla oğlanı hayvanı bulsun hava mı karardı? ormanda kalsın.oduna mı gidilcek oğlun kızının iki katını taşır.

Kız öylemi oduna yollarsin erkek cocugunun yarısını anca taşır.mala mı yolladın hava kararmadan dönemesse basına ne geleceği meçhul.O yüzden kız cocukları nın dolayısıylada kadının bir adı yoktu.

askere gidip gelemeyen,hastalanip iyileşemeyen, doğup büyüyemeden yitip giden,güçlünün güçsüzü ezdiği bi ortamda büyüdüm ben.

cumhuriyetin ilanından sonra okuma yazma seferberliği başlatılmış bizim köye de öğretmen atanmıstı. şansıma işte tamda benim cocukluğuma rast gelmisti 3 yıl okuma şansı buldum ben daha sonra öğretmen gitti. Bir daha da yenisi gelmedi. Benden sonraki kuşağa o kadarı da kısmet olmadı.Okuma yazma bilirdim ben cocukken, sonradan okuyacak hiç bi sey olmadığından unuttum.harfleri tanırdım bide ezberlediğim bi siir vardı.ömrümün sonuna kadar bir kısmını unutmadığım.

Kedim henüz bir yaşında ;
Uyur hep soba başında.
Hem cesurdur,hem de kurnaz. bir tıkırtı duyar, duymaz;
Uyanır,aslan kesilir;
Gözler i volkan kesilir.

Zor şartlarda küçüçük yasta kimi zaman mala giderek, kimi zaman evde, aş yaparak,kimi zaman elimde çorba tası, sırtımda kardesim satı, tarla ya yemek taşiyarak çocukluğun verdiği mutlulukla zor ama huzurlu büyüdüm ben.

Genç kızların ağır sorumlulukları vardı buralarda azıcık boyun uzadı göğüslerin sivrildi mi yaşın kaç olursa olsun artık büyüktün.gız gısmı diye bir şey vardı. gız gısmı konuşmaz, gız gısmı gülmez, gız gısmı oturmaz, gız gısmı iş yapar.Gız gısmı 15 ne kadar babasına tabi olur 15 geçince evlenir.

Kimse sormadı sen gız gısmı olmak istermisin diye ama ben artık 15 e gelmiştim. Ve artık gız gısmı gurubuna madahildim.Hakkımda hayırlı olsun du...