Hikaye-i istanbul..

85 11 0
                                    

Cedde: Hüsnü dayının karısıyla beraber çıkagelmesiyle hepimiz aynı evde tıkış tepiş kalakaldık. Bir odada dört kisi biz, bir odada beş kişi asiyeler, bir odada döndüler ara holdede kındı dedeyle yeni karısı olmak üzere 13 kişi aynı evdeyiz, köyde her odada bir banyo vardı enazından, kimsenin bir özeli yok.

Ev bulmakta zor. Istanbul harıl harıl göç alıyor. Bizim yasadıgımız yerler o zamanlar istanbulun kırsalı, yeni yapılanıyor evlerin çoğu tek yada iki katlı oralardada herkes kendi ailesiyle yaşıyor. Istanbulun çok katli evlerinin oldugu yerde bizim ev tutmamız mümkün değil, işin komik tarafı para sorunumuz olmasada oralarda bize ev vermezler.

Celâl altkatta oturan iki aileyle konuşmuş siz çıkarsanız kaynanamlar burada oturur kendi evimiz varken bize ev aratmayın demiş. Onlarda zaten  başka bir mühitten arsa almışlardı. Oraya gecekondu yaptılar.

Üç ay sıkış tepiş aynı evde idare ettikten sonra biz altkata taşındık. Beraber otururken kira vermiyorduk simdi kira derdimizde başladı. Taslak abimin oğlu Dursunu da yanımıza aldık oda kiraya destek olacak. Döndülerle altlı üstlü oturuyoruz yine hep beraberiz.

Bayram inşaatta çalışmak istemedi çamaşırsuyu fabrikasında işe başladı. Hüseyin enistesiyle inşaat işine devam ediyor.

Bizim köyde doğru düzgün insan kalmadı hemen hemen her hane istanbul'a göçtü. Burada kondular diye  bir yer var. Gece kondu mahallesi, bizim köyün uşâğı hep burdan arsa aldılar.

Celâl ön ayak oldu bir arsada bize aldık. Azar azar ödüyoruz. Şimdilik bizim için  ev yaptırmak hayâl, ama zamanla oda olacak, istemek başarmanın yarısıymış bir birimize kenetlendik, bir şekilde istanbul'a tutunacağız.

Buralara uyum sürecinde, zorlanıyormuyuz? Zorlanıyoruz.

Bir gün Hüseyin eve geldi. Bir tuhaf bakıyor. Neyse şehri ye sofra kur dedim 
Yemek yiyoruz Hüseyin makarnayı eliyle avuçlayarak yemeğe başladı, gözleride bir tuhaf  gözünün akı kırmızımsı . Ayyy bir şey oldu oğluma.

Koşarak yukarı çıktım. Dedim Celâl koş hüseyine bir şey oldu. Aklı gitmiş gibi.

Celâlle  Döndü bir panik koşarak indiler aşağıya Celâl şöyle bir baktı hüseyine başladı kahkahayla gülmeye. Anam ne oluyor. Biri ölüyor, öbürü gülüyor.

-korkma Kaynana (şaka yapacaksa kaynana der bana) bu içmiş bir seyi yok oğlun çakır keyif dedi.

Eydaa! Ne bilir benim oğlum içkiyi, bir bu eksikti. Nerede bulduda kiminle içti bu zıkkımı. Kendine gelsinde bi yol kulağını cekeceğim.

Velhasıl Analık zor iş. Her birinde başka bir sorun çıkıyor.

Bir günde Bayram geldi eve yüzü kıpkırmızı, yalpalaya yalpalaya yürüyor. Zehir yemiş geme (lağım faresi) gibi. Dedim aha buda içmiş sorhoş. Bu başladı öğürmeye, celâlde yukarı çıkarken öğürme sesini duymuş bizim kata geldi. Yanına gitti baktı.

Dedi Ana bu sarhoş değil zehirlenmiş. İçse içki kokar. Bu çamaşır suyu kokuyor. Hemen yoğurt, moğurt yedirdik meğer çamaşır suyundan zehirlenmiş.  Allem ettim, gallem ettim çıkarttım onu o fabrikadaki işten, ben çocuğumu yolda bulmadım. Bayram döndü yeniden inşaatlara..

Döndü ikinci düşüğünü yaptı onun için cok üzgünüz. Kızım için korkuyorum bu düşük onu zorladı. Bebek karnında ölmüş düşmüyor, sunni sanci veriyorlar kendi sancısıyla düşşun diye sancı gelmiyor. Günlerce hastahanede yattı. Bir dünya kan kaybetti. En son bebeği kürtaj la aldılar. Ilk bebesini düşürdüğünde yaninda değildim. Ama bunda yanındaydım çok üzüldüler. Evlatların üzülmesi analarında üzülmesi demek. İñşallah bu son olur. Döndümde ana olur.

Hayat Dediğin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin