Odamda, pencere önündeki sedirde oturmuş yağan yağmuru izliyorum.Gözlerimden akan yaşlarda yağmur damlası gibi damlıyordu ellerimin üzerine.Yüreğimde bir acı..
Daha fazla dayanabileceğime inanmıyordum.Sadece dua ediyordum artık acılarım son bulsun diye..
Hayat dediğin bir imtihandı bana göre,sabretmem gerekiyordu, sabredip mükafatını beklemeliydim.Kendimi böyle avutuyordum.
Bünyem acılarına alişmıştı,ama gönlüm hâlâ sızlıyordu.Ne garip değil mi?Halbuki kalbimin sızlamaması lazımdı.
Bu kadar acının üzerine uyuşup hissizlesmem gerekirdi oysa..On altı yıl önce gelin geldim bu eve acıysıyla tatlısıyla onaltı yıl..
Sevdim,sevildim,mutlu oldum,acılara boğuldum.Gelinliğimle geldim,kefenimle çıkarım bu evden düşuncesiyle gelin gelmiştim bu eve..
Gelinliğimle geldim kefenimle çıkarım derken aynı evin iki oğluyla evlenme ihtimalim aklımın ucundan dahi geçmemisti.
Hayatın en çok sevdiği şeymiş aklına gelmeyen her şeyin başına gelmesi.******************
Köyün adamları,koca gözle konuşmuşlar.Cedde çocuklarından ayrılmasın.Çocuklar zaten baba dan yetimler, birde anasız kalmasınlar.Allah ta izin vermiş ayıp değil,günah değil,Cedde ye ve çocuklarına sahip çıkmak sana düşer bunu da ancak yengenle evlenerek yapabilirsin.
Bu konu yüksek sesle konusulduktan sonra daha da geri dönüşü yoktu.
Ya kaynımla evlenecektim.Yada çocukları bırakıp babam gile dönecektim.Kuru şükrüde bunu bekliyordu.Bu evden çıkar çıkmaz babamla konusacak cevabımız hayır olursa da beni kaçıracak.Seç...Kırk satır mı?Kırk katır mı?
Ya kaynım Şükrü,yada kuru Şükrü.
Biri bana belanı Şükrülerden bul diye beddua mı etmişti.
Kimin ahı nı aldım,ne günah işledim de bu kadar ağır seyler yaşıyordum.Bu belirsizlik,ne olacağını kestirememek,hiç bir yere ait olamama durumu,beni çıldırtacak.
Kafamı pencereden,oda ma doğru cevirip,yer yatağında yatan çocuklarıma baktım.Hepsi her şeyden habersiz masum masum uyuyorlardı.Onlardan kopabilirmiydim?
yok,yok ne olursa olsun,cocuklarım dan kopamazdım.Tabiki vefat eden kocamın kardeşiyle evlenmek istemezdim ama başka da çarem yoktu..
Bir haftadır,aynı evin içinde saklambaç oynuyorduk zaten.
Üçümüzde konuya vakıftık,üçümüzde ne konuşabiliyor ne de yüz yüze bakıyorduk.Herkes,kendi kabuğuna çekilmiş,Arefe gecesi,kurban bayramını bekleyen kubanlıklar gibi..
Kaderlerimize kurban olacağımız o malum kararın verilip eyleme geçilmesini bekliyorduk.
Koca göz madem aileme sahip çıkmamın en mantıklı yolu bu. Tamam, ceddeyle evlenmeyi kabul ediyorum demiş.
Top bendeydi artık;
ya olmaz deyip cocuklarımı,arkamda bırakarak gidecektim.
Yada tamam deyip kaynımla evlenerek çocuklarımı,onun nikahının gölgesinde büyütecektim.Nasıl olacaktı? hiç bilmiyordum.O na eşim gözüyle bakabilecekmiydim? hadi sevgiyi geçtim,saygı duyabilecekmiydim.
Peki ya kendime..Birde işin Hamide ayağı vardı.Elti olarak iyi bir uyum yakalamış geçinip gidiyorduk.
Aynı adamın iki karısı olarak bir arada geçinebilecekmiydik.O benim mecburuyetimi anlayabilecekmiydi? Anladı diyelim saygı gösterebilecekmiydi.Bir kadın kumasını kabullenebilirmiydi?
Görümcem arife,kuma olarak evlenmeyi kabul ettiğinde ona çok kızmıştım.Hatta içten içe kınamıştım.
Kınadığın şeyi yaşamadan ölmezmiş insan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Dediğin?
RandomNeyy!! dedi beni zorla kacırmak mı? 6 tane cocuğum var benim.ben bu zorbalığı nasıl kabul ederim.köy yerinde bekâr kalamassinda ne demekti. cocuklarsız yasayamazdım ben, cocuklarımın yanında kalmam için kaynımla evlenmek mi? kuralının, düzeninin, ço...