Cedde: Annelik neden kutsaldır biliyormusunuz? Çünkü başka hiçbir insan, kendi hayatını hiçe sayıp, birbaskasının hayatını, kendi hayatından önde tutmaz.
Anne olmadan anlaşılamayacak bir duyguda anaçlıktır. Her kadın anaç olduğunu düşünüyor olabilir, onlara söyleyeceğim tek şey ana olana kadar bekleyin.
Beş çocuğumun ikisini evlendirdim, diğer üçününde yuva kurduğunu görürsem kendimi başarılı bir anne olarak görebileceğim. İşte o zaman, başardın cedde, hayata rağmen sen bu analığı başardın diyeceğim.
Sefer abinin, oğlu için şehriye müşteri (görücü) çıkması, beni çok memnun etti. Şehri'ye uygun daha iyi bir kısmet olamazdı. Evleri vardı, niyazi iyi bir çocuktu, bir evin bir oğluydu, niyazinin anneside kömüş halamın kızıydı. Buyrun gelin dedim. Kızımı istemeye geldiler. Ben uygun görünce, benim oğlanlarda tamam dediler. Verdim gitti.
******************
Biz istanbul'a göçünce, köyde reçberlik yapacak kimse kalmadı. Koca gözle, hamide'nin oğlu yatılı okulda, herbir cocugunun yaş aralığı yedi yaş, küçuk kızları cemile, daha küçük, büyük kızları haticeyle üç kişi, köydeki malı hayvanı, ekip biçmeyi çeviremediler.
Bizden bir yıl sonra onlarda istanbul'a taşındılar. Bizimde arsa aldığımız muhitten bir arsa alıp, oraya bir gece kondu yaptılar.
Kocagöz benim şehriyi, niyaziye verdiğimi duymuş. Kız istemeye onu çağırmayıp, ona danışmadan kızımı sözlemiş olmamı mesele haline getirmiş.
Bir gün çıktı geldi. Vay anam ben ona sormadan nasıl söz verirmişim. Kızı o büyütmüş, 0 borazan başımıymış, biz onu nasıl hiçe sayarmışız. Saydı sövdü, bana demediğini bırakmadı. Üzerimde nasıl bir korku piskolojisi oluştuysa artık, ağzımı açıpta bir şey diyemedim.
Aslında avaz avaz bağırarak söylemek istediğim bir sürü şey vardı. Keşke sal artık bizi, kendi çoluk çocuğunla ilgilen diye bilseydim. Ama diyemedim. 0 saydı sövdü, bense dinledim.
Elinden kurtulduk, evinden kurtulduk da dilinden kurtulamadık.
Bizden gittikten sonrada sefer abiye, haber yollamış. Kimin kızına, kimden habersiz söz kestin. Vermiyorum size kız mız, zaten sizi hiç sevmem bana rağmen alabiliyosan al şehri'yi de görelim diye.
Hâl böyle olunca şehrinin söz bozuldu. Sefer abiler, geri adım attılar. Bendede ben veriyorum, kimse benim kızıma karısamaz, gelin kızımı alın diyecek yürek olmayınca, niyaziyle şehri başlamadan bitti. Üzüldüm bu duruma iyi bir kısmetti, şehrim rahat edecekti ne diyeyim kısmet, Allah yazmamış. Nasibi olsaydı bir şekilde olurdu. Ne demiş büyüklerimiz, "nasipse gelir
Hint'ten yemen'den, nasip değilse ne gelir elden" ( hz mevlana)******************
Şehri: anam kötü kerim olayından sonra, benim için en doğru şeyin evlenip kendi düzenimi kurmam olduğuna karar verdi.
Niyazi diye bizim köylü biri vardı. Eli yüzü düzgün bir çocuktu. Onun için beni istediler. Bizimkilerde bu kısmetı bana uygun buldular. Benimde bir itrazım olmadı. Anamda verdi, kız istemem oldu. Sözümüz kesileceği hafta, amcam duruma itiraz etti. Bizim söz olmadan evlilik işi yalan oldu. Üzüldümmü? Üzüldüğüm pek söylenemez bi kere görüştüğüm adam, tanıyıp sevmiyorumki neden üzüleyim. Tanıma şansım olsaydı severmiydim? Bilmem gönlüm boştu muhtemelen severdim.
Bu söz olayından sonra, Annemin beni evlendirmeye karar verdiği ilan edilmiş oldu. Bu bizim köylülerde bir tuaf, her yerde söz atmış kızın kısmetlerinde bir azalma olur. Enazından bir süre, ama bizde tam tersi mademki evlenecek bir kız var. Onunla olmadıysa belki benimle olur mantığıyla, kısmet patlaması yaşadım. Isteyen isteyene, kapanın elinde kalıyorum. Yolumu gözleyen gözleyene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Dediğin?
RandomNeyy!! dedi beni zorla kacırmak mı? 6 tane cocuğum var benim.ben bu zorbalığı nasıl kabul ederim.köy yerinde bekâr kalamassinda ne demekti. cocuklarsız yasayamazdım ben, cocuklarımın yanında kalmam için kaynımla evlenmek mi? kuralının, düzeninin, ço...