Şen ola düğün, şen ola...

30 3 0
                                    

Cedde: Taşınma işlerini halledip yeni ev düzenimizi kurduk. Şehri'yi yatılı işe iyi bir ailenin yanına yerleştirdik. Şimdi gözümü gelin almaya diktim. Zamanı geldi. Hüseyini evlendirmeye karar verdim. Şöyle bir ağzını yokladım, dünden razı. Yavaş yavaş kız bakıyorum. Etrafa da haber saldım bildikleri iyi bir kızı bize tavsiye etsinler diye.

******************
Amcalarıyla yaptığımız zaruri evlilik, çocuklarımın en büyük yarası. Bu durumdan en çok etkilenende Hüseyin.

Ayağı kesildiğinde, doktora götürülmeyip sakat kalma tehlikesi geçirmesi, köydeki iş yükünün çoğunun bizde olması, çocuklar arası yapılan ayrım, Abbasın okutulup Bayramın tarlada çalışması, en son sırf amcası sevmiyor diye Şehri nin sözünün bozulması, amcasına bilenmesine sebep oldu.

Benim çocuklarım büyüklerine karşı gelmezler, sözlü olarak tepki göstermezler. Hüseyinde göstermedi. Ama amcasıyla araya herkes tarafından hissedilen bir mesafe koydu.

Bizimkilerin hemen hemen hepsi inşâat işinde. Dolayısıyla köylü buradada hep iç içe. Aynı kahvehanelerde oturup iş kovalıyorlar, aynı lokantalarda yemek yiyorlar.

Bir gün Hüseyin lokantada yemek yerken, amcası da gelip onun oturduğu masaya oturmuş, beraber yemek yemişler. Bizimki amcasıyla hiç sohbet etmemiş. Kalkıncada kendi yediklerini ödemiş amcasının içtiği çorbayı odememiş. Afiyet olsun deyip kalkmış masadan.

Bu mesafe kocagöz'ü çok üzmüş. Sabaha kadar uyuyamış. Gardaşımın çocukları benden kopuyor. Ben böyle bir mesafemiz olsun istemiyorum. Kendimden vererek büyüttüm bu çocukları, bağlarımızın kopmasına izin veremem diye karısına dert yanmış.

O gece sabaha kadar düşünüp taşınmış. Bulduğu çözüm: Hüseyin Hamidenin en küçük kız kardeşiyle evlenecek.

Sabahleyin Hamide'ye vermiş emrini. Bu gün annenlere gideceksin, annenle ve kardeşlerinle konuşacaksın. Şükrü yeter'i Hüseyine istiyor. Hüseyin elimizde büyüdü ben kefilim bacıma iyi bir eş olur diyip, Annenleri bu işe ikna edeceksin.

"Emir demiri kesermiş."

Hamide de bir tuaf, yahu ne güzel hayat bize mecburiyetlerimizden kurtulup, birbirimizden kopma şansını vermiş. Bacınla Hüseyinin evlenmesi yeniden birbirimize bağlanmak, iç, içe olmak demek. İtiraz etsene be kadın.

Hadi bizim hepimize evin erkeğine itâât etmek öğretildi. Yarım asırdan fazla süren bu ögretilerden, alişkanlıklardan vaz gecip, başkaldırmak, olması gereken, ama bizim olduramayacağımız, cesaret edemeyeceğimiz tabumuz.

Bari çaktırmadan Anne'ne verme kızı de. Gitmiş annesiyle konuşmuş. Hüseyini övmüş.

Biz ceddeyle elti olduk, kuma olduk, ama hiç birbirimizle kötü olmadık. Hüseyin yumuşak başlı, çalışkan, yakışıklı bir çocuk, bacım rahat eder ver bu kızı Hüseyine demiş. Annesini ikna etmiş.

Kadın zaten oğullarının yanında kalıyor. Iki tanede bekârı var. Bir sürü oğlu dolayısıyla bir sürü gelini var. Zaten kızı abilerinin bir birinde, bir öbüründe kalıyor. Bi göz odada o kadar insan, zor iş. Kızının bi düzen kurmasını istiyor. Hamide de ver anne deyince ikna olmuş.

Hüseyi'ni herkes bilir. Çalıskan ahlaklı, karı kızla işi olmayan, vur ensesine al lokmasını mülayim bir çocuk, köyden bir yatak yorganla gelip arsamızıda aldık. Ev yaptırmamız birkaç yıl'a bakar kızının kira derdide olmaz, daha ne olsun. 0ğullarına da sormuş hepsi bu işi olumlu karşılamışlar. Tamam kızla oğlanı tanıştıralım demişler.

Bana bu işe ne dersin diye soran olmadı. Kocagöz babama sormuş, oda iyi düşünmüşsun deyince, bana bu işe sessiz kalmak düştü.

Her zamanki gibi. Benim ömrümde bir çok kere hayırrrrr olmazzz diye avaz avaz bağırmak istediğim bir çok seye, sessiz kalmakla geçti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayat Dediğin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin