Cedde: Hayatın anlamını ve değerini farkeden kişiler, umudunu yitirmemiş kişilerdir. Hayatta bir çok zorluklar olabilir, insanın önüne engeller çıkabilir. Önemli olan bu zorluk ve engellerin farkına varıp, umudunu yitirmemektir. Umut etmeyi bilen için, her şey mümkündür.
Umut, binbir ayaklı,
Umut, güneşte saklı,
Umut, edenler haklı,
Umut herkesin hakkı,Der şiirinde Nazım hikmet, bizimde herbirimizin hayata dair ayrı ayrı umutları vardı.
Hasreti daha fazla büyümeden Anne ve kardeşlerini görmek, çocuklarını onlarla tanıştırmaktı Hatice'nin umudu.
Evliliğinde bir yılı dolar dolmaz, gurbete giden kocasına kavuşmaktı Döndü'nün umudu.
Bir ayak önce büyüyüp, güçlenip kendi ayakları üzerinde durmak, Annesi ve kardeşlerine önder olup, bağımsız bir hayat kurmaktı Hüseyin'in umudu.
Güzel bir hayatının olmasıydı Şehri'nin umudu.
Sadece güzel, yamalıksız bir pantolona sahip olmaktı Bayram'ın umudu.
Umut etmek herkesin hakkıydı. Hüseyin'i ağrılarından kurtulmuş sağlıklı bir şekilde karşımda görmekti benim umudum.
Umduğuma'da nail olmuştum. Hüseyinim ana ocağına gelmişti. Sağlıklı bir şekilde karşımdaydı.Ameliyatı başarılı geçmişti Çok dikkatli bakıldığında anlaşılacak, dikkatle incelemeyenin anlayamayacağı şekilde hafif bir aksama haricinde sapasağlamdı. Sakat kalma ihtimali tamamen ortadan kalkmıştı.
Endişe içinde geçen kara günlerim, geçmek bilmeyen uykusuz gecelerim son bulmuştu. Büyük bir hasretle sarıldım oğluma. Bu gün bizim evin bayram günüydü. Haticem hariç bütün çocuklarım evimizde toplandık. Hatçemin kendisi yoktu, ama hayırlı haberleri, kardeşinden bize yollanmış selamları vardı. İyi olsunda yel essin kokusu gelsin razıydım.
Kızım iyiydi, iyi bir eşi, çocukları ve bir düzeni vardı.Döndüm'de iyiydi, kocası gurbetteydi ama onunda kurulmuş bir düzeni vardı. Hüseyinde sağlığına kavuşmuştu. Sehrim büyüme çağındaydı. Bayram daha çocuktu. Her sey yolunda gözüküyordu. Bu sefer hayattan payıma şükür düşmüştü çok şükür.
*****************
Döndü: Günlük hayatın koşuşturmacası icinde zaman akıp gidiyor. Celâl istanbul'a gideli üç yıl oldu. Bu üç yıl içinde yılda bir kez orak zamanı gelip, üç ay kaldıktan sonra istanbul'a döndü.
Geçen tarlada çalışırken, kayınpeder -kızım sen mâlmısın kocan gideli üç yıl oldu. Gitsene sen istanbul'a bi bak bu adam nerede kalıyor, ne yiyor, ne içiyor, ben senin yerinde olsam giderdim.
-yollarmısın ki?
- bir senedir bekliyom beni kocamın yanına yolla dersin diye, baktım senin soracağın yok ben söyleyim bari dedim git, on_onbeş gün kal kocanın yanında.Kayın pederin desteğini arkama alınca istanbul yolu bana açılmış oldu. Ama tek başıma gidemezdim, yol bilmem, iz bilmem. Kayın pederimde tek yollamaz zaten, soluğu anamgilde aldım. Hüseyin burdaki işleri bırakıp benimle gelemez, ama bayram benimle gelebilir. Hem onun yaptığı işler hüseyinin işlerinden daha hafif, hemde amcam oğlunu okutma kararı aldı. Abbas boyabata okula gönderildi. Bayram'a aynı hak tanınmadı. Tarla işlerinde amcam ne kadar çalışıyorsa hüseyin'de o kadar çalışıyor. Bizim evdeki nufusumuz dört kişi amcamlarında nufusu dört kişi, onlar karıkoca ikisi çalışıp, çocuklarını kasabada okutabiliyor ama bizimkiler üç kişi çalışıp Bayramı okutma şansına sahip değiller.
Çünkü karar merci amcam oda bir çocuk okutabileceğini soyleyip kendi oğlunu okula yazdırdı. Anamda bu durumdan rahatsız olduğunu belli etti. Bu durumda amcam iş var gidemez diyemez. Oda adaletsiz davrandığının farkında. Evet köyün şartları çok zor kasabada çocuk okutmak külfetli, önceliği kendi cocuğuna vermeside gayet doğal, ama tüm bunlar iki çocuğun eşit şartlarda olmadığı gerçeğini değistirmiyor malesef.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Dediğin?
RandomNeyy!! dedi beni zorla kacırmak mı? 6 tane cocuğum var benim.ben bu zorbalığı nasıl kabul ederim.köy yerinde bekâr kalamassinda ne demekti. cocuklarsız yasayamazdım ben, cocuklarımın yanında kalmam için kaynımla evlenmek mi? kuralının, düzeninin, ço...