Not: Kurgu içerisinde yer alan Elena ve Leon hikayesinin başka bir kurgu-dizi- filmle hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen benim hayal ürünüm olan ve benim kalemimden dökülen satırlardır. Yer yer kurgunun içerisinde yer alacak olan karakter ve karakter gelişimiyle bağdaşık olan bir iç hikayedir.
Okumaya başlamadan önce oylarımızı verelim mi? ^^
Oylarımızı verdiysek satır arası yorumlarda buluşabilmek dileğiyle <3
Keyifli okumalar <3
...
Gönül Kıran
Bölüm 4: Kimsin Sen?
Hepimiz insan olarak hayattan dem vururduk. Belki de hayat dile gelse bizden sadece dem bile vurmaz, direkt yüzümüze yüzümüze nefret kusardı. Ben hiç hata ben de diyen insan görmedim. Daima her hatanın bir suçlusu vardı. Bu suçluda ya kaderdi ya da hayat. İnsan suç işleyip de hapse girdiğinde ben yaptım demezdi, kader mahkumuyuz derdi. Oysa kader yalnızca seçimlerden oluşan ve bu seçimlere göre şekil alan bir düzenekti.
Parmaklarımın arasında hala mesaj bildirimiyle yanıp sönen bir ekran vardı. Kafamın içinde dönüp duran kuruntuların içinde ben varım ve buradayım dercesine dakikalardır yanıp yanıp sönüyordu. Mesajın kimden geldiğini ya da kime ait olduğunu bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı o da bu mesaja yanıt verdiğim andan sonra bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı hiçbir şey. Tedirgin bir şekilde mesajın üzerine tıkladığımda kafam karman çormandı. Bu his tanıdık bir yabancıydı.
Sanki...
Sanki daha önce bunu yapmışım gibiydi. Kafamı sağa sola salladım. Mesajı ben atmamıştım ki daha önce bunu yapabilecektim? Ne yapacağımı bilemez bir halde mesaj ekranı açıldığında kelimelerle bir kere daha baş başa kaldık. Az önce Ömer Abi'nin üzerimde bıraktığı etki birkaç kere yutkunmama neden olmuştu şimdiyse bu mesaj aynı yutkunuşu boğazımdan içeri taşıyordu.
Ne düşüneceğimi ya da ne yapacağımı bilemezken ellerim titriyordu. Bir şeyler değişiyordu. Bu değişim beni ölesiye korkutuyordu. İnsan neyden çok korkardı biliyor musunuz? Karanlıkta kalan günahlarının bir gün ışığıyla aydınlanıp gün yüzünde kalmasından. Ben de tam olarak bundan korkuyordum. Geçmişimi hatırlamadığım zaman her şey kolay ve sorunsuzdu. Bir kaçışım vardı. Yaptığım bir hata yüzümü vurulmamıştı şimdiye kadar ama vurulsa bile söyleyecek bir sözüm vardı. O söz de; HATIRLAMIYORUM!
Evet, çünkü hatırlamıyordum. Anılarımın gelmesinden içten içe hep korkmuştum. Bu korkumun sebebi geçmişte bir hata yapıp yapmadığımı bilmekten kaynaklanıyordu. Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak parmaklarımı harflerin üzerinde gezdirmeye başladım.
Mesaj:
Ben zaten hiçbir şey hatırlamıyorken bu yaptığın adil değil.
Bana kim olduğunu söylemelisin.
Kimsin sen?
Mesajlar parmaklarımın arasından akıp gittiğinde yaslandığım arabadan kalktım. Etrafı dinledim. Sanki mesajı atan kişi yakınımdaymış gibi kulak kabarttım. Neden bunu yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Belki de az önce Ömer Abi ile olan durum sebebiyle bu hisse kapılmıştım, bilmiyorum. Bıkkın bir nefes verip eve doğru yürürken hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Düşünmek istediğim tek şeyin odamda yarım bıraktığım kitap olduğunu fark ettiğimde içimde ki merak hissi de geri geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Kıran (Abimin Arkadaşı)
General FictionMahalle Hikayesi "Senin adın Gönül kıran." Yutkundum. Gönül Kıran... Dedim içimden. Beni anlatıyordu. Ömer abinin gönlünü öyle bir kırmıştım ki bu isimden başkası yakışmazdı bana. Cevap vermedim. Cevap da beklemiyordu aslında. "Gönül kıran." dedi ağ...