SELAM KİZLARRRR BEN GELDİMMMM!!!
Bir aydan azicik daha fazla suredir yb atmiyorum evet.. ve bunun serefine uc (3 3️⃣🕒) tane yeni bolumu beraber atmaya karar verdimmm
Cunku bu surenin 1 ayi kadar bir kisminda, son bi hafta haric telefonumu bazi sebeplerden dolayi kullanamadim maalesef 😔😔
AMA SİMDİİ bugunun ilk bolumu icin oylar verildiyseee,
İYİ OKUMALARRRR 💖💖💖
***
Jungkook dolabının başında, poşetten çıkarttığı kıyafetleri odasındaki dolaba yerleştiriyor, bir yandan da içi mahcubiyetle sıkışıyordu. Kıyafetlerin hepsi çok güzeldi ve en fazla bir iki tişört ve pantolon almaya kararlı bir şekilde girdiği mağazadan, Taehyung'un zoruyla çok daha fazlasını almış olması, gerçekten onu çok huzursuzlaştırıyordu. Aslında, bu kıyafetlerinin Taehyung için az bile olduğunun farkındaydı çünkü daha bu sabah, Taehyung ona kıyafet verirken dolabını görmüştü. Çok, çok fazla kıyafeti vardı ve hepsini sadece bir gün giyinse bile, aylarca rahatlıkla giderdi. Eminbazılarının varlığını bile unutuyordu, gerçekten de çok vardı. Taehyung'un giyime fazlasıyla önem verdiğini Jungkook daha ilk dakikadan anlamıştı zaten, şayet öylesine dışarıya çıkıyor olsa bile kıyafetlerini özenle seçiyordu. Dağınık bir görüntüye asla mahal vermiyordu, ev içinde bile.
Ancak yine de, bu Jungkook'un kendini rahatsız hissetmesine engel değildi işte. Onun evine gelmişti, ondan yemek yiyordu, onun evinde kalıyor, onun eşyalarını kullanıyordu ve tüm bunlara ek olarak onlarca kıyafet satın almıştı. Hem de onun parasından.
Çünkü ona verebileceği tek kuruşu bile yoktu, yanındaki para bu evren için amaçsız birkaç kağıt parçasından başka bir şey değildi.
Yine de bu konuda bir şeyler yapmaya kararlıydı, çünkü gerçekten tamamen Taehyung'dan geçiniyordu ve onun zengin olması, çok parası olması, rahatsız hissetmesine engel falan değildi. Ne olursa olsun, tamamen ondan geçiniyordu ve burada belli ki üç gün kalmayacaktı, bu süre bu kadar kısa olmayacaktı. Bu mahcubiyetine bir çözüm bulmalıydı.
Ayrıca, gözlemlediği kadarıyla, bu evrende kendi evreninden farklı olan tek şey para birimi değildi. Onun evreni, fazlasıyla ataerkil bir toplum yapısındaydı mesela. Erkek cinsiyetindeki insanlar yükseltilir, yüceltilirlerdi; erkek gibi olmak bir kalıptı onlarda. Toplumun her alanında, kaba saba erkeklere rastlayabilirdiniz ve bu büyüklük olarak görülürdü. Eğer nazik veya daha geri planda kalan, daha pasif bir erkekseniz, toplumun her ama her alanında dışlanırdınız. Mesela o, her zaman dışlanan biri olmuştu, bunun sebebi de tam olarak aşağılayıcı ve cinsiyetini yükseltici bir erkek olmamasıydı.
Erkeklerden beklenen buydu, ve işin ironik yanı ise, kadınların da bunu destekliyor olmasıydı.
Jungkook, içten içe her zaman bu toplum yapısından ve düşünce güdüsünden nefret etmişti.
Ancak, bugün tamamen dışarıda geçirdikleri gün içerisinde, bu evrende işlerin tam olarak böyle olmadığını görmüştü. Bir çok erkek modelin fotoğrafları gözüne çarpmıştı ve feminen tarza kayan kıyafetler içinde poz veren birçok model görmüştü. Onun gibi bir fiziğe sahip olan ve model olmuş, dışlanmayan birçok erkeğe rastlamıştı, avm içindeki tüm afişler onu şaşırtmıştı.
Keşke benim evrenimde de böyle olsa, diye düşünmüştü hep.
Dışlanmak onu yormuştu ve hep hayal ettiği eşitlik ortamını başka bir evrende bulmuştu resmen, geçici olduğu bir evrende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Between Universes | taekook
FanfictionSıradan bir hayat süren ve sevgilisi Jeon Jungkook'u yıllar önce kaybetmiş Kim Taehyung, bir iş dönüşü duyduğu ağlama seslerinin ve bir gurup bilim insanının yaptığı çalışmanın hayatında neleri değiştireceğinden habersizdi... Evrenlerarası açılan r...