20| İki ayrı daire, tek bir ev ve ziyaret.

19 3 0
                                    

Selam kızlarrr! Gerçekten enerjik ve mutlu yapacağım her giriş bölüme saygısızlık gibi hissettirdiği için yapamıyorum :(

Bu bölümün şarkısı da, Sezen Aksu/Biliyorsun.

İyi okumalar...

***

3 gün sonra

"Taehyung, artık dışarı çıkmalısın."

"Yine bunu konuşmaya geldiyseniz gidin amına koyayım. Günlerdir beni dışarı çıkartmaya çalışıyorsunuz, bok mu var dışarda? En azından.. Burada ondan bir şeyler var."

Onun kokusu var.

Onun çiçekleri, onun tabloları var.

Beş arkadaş Taehyung'un evinde gelmiş ve onu dışarı çıkmaya ikna etmeye çalışıyordu ancak imkansız gibi bir şeydi bu. Taehyung, üç gündür evden çıkmıyordu, onun kokusu gidene kadar, da durabildiğince durmak istiyordu.

Onu bir daha asla göremeyeceği düşüncesi, ölüm gibi hissettirmeye başlamıştı. Bir aydır hayatında olan birinin ona böyle hissettireceğini asla tahmin etmezdi.

Kalana mı daha zordu, gidene mi deseler; hep giden derdi Taehyung. Ancak şimdi anlıyordu öyle olmadığını.

Kalana zordu. Kalana kalan anılar zordu, kalan ev, kalan duvarlar zordu.

Kalana, duvarda kalan tablo bile zordu.

Boş bir yatak, boş bir oda zordu. Atamadığı o ikinci diş fırçası, yastığında kalan saç teli zordu.

Masadaki o tek tabak, zordu...

Çocuklar içinse, Jungkook'un gidişi tam anlamıyla bir şok olmuştu.

Çünkü yalnızca bir buçuk iki saatleri olan ikili, büyücüye yetişmek için öyle hızlı hareket etmişlerdi ki, hiçbirinin haberi olmamıştı bile.

Şimdi onlar bilmeseler de, Jungkook'un gittiği yerde en çok üzüldüğü şeylerden biriydi ağabeyi olarak, arkadaşı olarak gördüğü ilk insanlara son bir kez sarılamamış olmak. İçini yakıyordu.

Bir hoşça kal diyememiş olmak.

Beşli ise, belli etmemeye ve Taehyung'u toparlamak için güçlü durmaya çalışsalar da, bu haber onları da çok üzmüştü.

Jungkook öyle cana yakın, öyle masum ve tatlı biriydi ki, onu hemen benimsemişler ve yıllardır altı kişi olan, kimseyi dahil etmedikleri ve bundan şiddetle kaçındıkları guruplarına, onu sanki hiç çıkmayacakmışçasına dahil etmişler ve öyle hissetmişlerdi.

İçlerinden biri gibi.

Ve biriyle son görüşmenizin, son görüşmeniz olduğunu fark etmeden vedalaşmak, bilen bilir, çok acıdır. Onların yaşadığı da tam olarak buydu.

Ancak hepsinden daha beter halde biri vardı aralarında ve kendilerine odaklanmaları, yapabilecekleri son şeydi elbette.

Taehyung... Jungkook gelmeden önce içinde bulunduğu uzun soluklu depresif haldeydi tekrar. Ancak o gelmeden önce bulunduğu durumda, eski sevgilisini suçlayarak, öfkesiyle ayakta kalabiliyordu.

Şimdi ise minik bebeğini suçlayabileceği hiçbir şey yoktu ve ona kalan saf acı ve özlemden başkası değildi.

Üstelik, gideli yalnızca 3 gün olmuştu. Yatakları hala ayırmamıştı, onun yastığını kaldırmamış, yanına almadığı kıyafetlerini kenara koymamıştı. Bunların hiçbirini yapmayacaktı da.

Love Between Universes | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin