-13-

96 18 22
                                    

1,5 YIL SONRA

Bugün Seul'e dönüyordum. Zor dönemler artık bitmişti. Telefonum otobüsten indiğimde düşüp kırılmıştı, üstüne üstlük otobüs hafif öne doğru ilerlemeye devam edince sim kartımı da parçalamıştı. Neyse ki hastanenin yerini bildiğimden annemi kolayca bulmuştum. Geldiğimde doktorlar babamın yaşama ihtimalinin düşük olduğunu söylemişti. Fakat tedavisi bir kaç ay sonra olumlu yanıt vermeye başladı. Biraz da olsa boş zamanım olduğundan annemin telefonundan Yunho Mingi ve Yeosang ile ayrı ayrı konuşmuştum. Onları bu kadar özleyeceğimi tahmin etmemiştim. San konusunu hiç açmıyordum ama Yeosang, Jongho ile arada buluştuğundan şirkette bir sorun olmadığını söylüyordu.

5-6 ay sonunda babam artık kendi kendine işlerini yapabilecek duruma gelmişti. İkisi emekli olsa bile eve katkım olması için masabaşı işe başlamıştım. Uzun zamandır görüşmediğim çocukluk arkadaşlarımla zaman geçirdiğimden mutluydum. Biriken parayla güzel bir telefon bile almıştım. İki ay önce babam işine geri dönmüştü. Doktor kontrollerine gitmesi için sıkça hatırlatma yapıyordum. Bugün otogardan Yunho Mingi ve Yeosang beni almaya gelecekti. Daha Seul'e varmama 1 saat vardı.

Gelene kadar yerimde duramamıştım. Otogara girdiğimizde gözlerim benimkileri aramaya başlamıştı bile. Otobüs park ettiğinde telefonumu sıkıca tuttum. Ardından hızlıca inip bagajdan bavulumu almıştım. İç taraflara ilerlerken onları kapıda fark etmemle hızlıca üstlerine koşmaya başladım. Yunho hemen kollarını açmıştı. Yaklaşınca bavulumu kontrollü bir şekilde bırakıp sıkıca sarıldım. Mingi ve Yeosang da gelip yan taraflardan sarılmıştı "Sanırım ağlayacağım, sizi çok özledim" Mingi omzuma vurmuştu "Ne ağlaması ya daha kutlama yapacağız" Sarılma seansımız bittiğinde Yeosang bavulumu almıştı "Evine hafta da bir gidip temizledim bazen iki hafta da olmuş olabilir oraları karıştırmayalım" Yeosangın yanağından öpünce bana her zaman olduğu gibi yan bir bakış atmıştı "Bunu evimi temizlediğin için yaptım ama iğreniyormuş gibi bakma geri dönerim" Yeosang dediklerimden sonra gülümseyip öpücük atmıştı "Şaka şaka öpersin tabiki"

Yunho göz ucuyla beni süzmüştü "Sen bi değişmişsin, annenin yemekleri iyi gelmiş herhalde. Kas falanda yaptın mı?" Yunho'nun dedikleri fazlasıyla doğruydu. Annem sürekli önüme yemek koyuyordu. Başımla onayladım "Kendime iyi baktım, ilk zamanlar zorlandım ama toparladım" Bu şekilde sohbet ederek arabaya kadar gelmiştik. Yeosang'ın arabasını fark edince ilerledim, aniden kapının açılmasıyla irkilip duraksadım. Arabadan Jongho çıkınca şaşkınca bakmıştım. Yanıma doğru gelmesiyle bende yanına gidip sarıldım "Özlettin kendini Woo, özellikle Seonghwa hyung başımın etini yedi" Bu konuşma beni adeta geçmişe götürmüştü. Acaba şirketi ziyaret etsem mi diye düşünüyordum "Cidden herkesi çok özledim, beni şirkete götürür müsün?" Yunho, Jongho'ya garip bir yüz ifadesi yapınca bir şeyler gizlediklerini anlamıştım. Hemen konuyu çevirmişlerdi "Ay boşver şirketi Seonghwa hyung'u ararsın gelir zaten" Bunların belli ki beni götüreceği yoktu "Tamam o zaman ararım, neyse evime bırakın beni özledim ya" Jongho kapıyı açmıştı, gülümseyip yan koltuğa oturdum.

Eve vardığımızda araban inip cebimden anahtarı çıkardım. Yunho bagajdan bavulu almıştı. Diğerleri de arabadan inip yanıma geldi. Bahçe kapısını açıp araladım. İçeri adım attığımda etrafa bir süre baktım. Gözüm San'ın camına takılmıştı. Sanırım taşınmıştı çünkü perdeler vs. durmuyordu. Ev kapısına ilerleyip kilidi açtım. Kapıyı araladığımda içerisi cidden fazlasıyla temizdi "Yeosang evime mükemmel bakmışsın" Herkesin içeri girmesini beklemiştim. Yunho bavulu getirince odama gidip fermuarını araladım. Tekrardan salona geri döndüm "Umarım hep birlikte zaman geçiririz" Mingi düşünceli şekilde bakmıştı "Senin işe ihtiyacın var. Bir kaç şirket biliyorum oralara başvur bence" Beni neden farklı yerlere itmeye çalışıyorlar anlamıyordum ama bugün kesinlikle şirkete gidecektim "Hmhm öyle yaparım" Yarım saat daha sohbet ettikten sonra Yunho'yu işten aramışlardı, saate baktığımda 1 saat sonra öğle molasına gireceklerini fark ettim. Yunho'nun işten aranmasını fırsat bilerek konuştum "Benim yüzümden işinizi bölüyorsunuz gidin bende evimde biraz dinleneyim. Bol bol görüşeceğiz zaten" Hepsi anlayışla karşılamıştı, onları geçirmek için kapıya kadar eşlik ettim. Arabaya vardıklarında el sallayıp kapıyı kapatmıştım. Derin bir nefes alıp hızlıca odama gittim. Bavulumu açıp kıyafetlerimi dolaba yerleştirmeye başladım. Aklımda bir kombin yoktu ama gözüne iyi gelenleri ayırmıştım. Şirket ortamına gideceğim için biraz resmi ama hafif salaş giyinmeye karar verdim.

Company//WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin