-12-

144 16 15
                                    

Saat çoktan dokuz olmuştu. Hemen çıkmam gerekiyordu ama her zamanki gibi kıyafet seçene kadar anca giyinmiştim. Aynanın karşına geçip saçlarımı düzelttim. Çıkmadan son kez kendimi süzmüştüm, içime sinince hızlıca ayakkabılarımı giydim. Evden vakit kaybetmeden çıkıp kapıyı kitledim.

 Evden vakit kaybetmeden çıkıp kapıyı kitledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[WOOYOUNG OUTFIT]

[WOOYOUNG OUTFIT]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[SAN OUTFIT]

Kaldırımda yürürken San'ın arabasını park ettiğini görmüştüm. Ev kapısının önüne geçip gelmesini beklemeye başladım. Arabadan indiğinde yorgun gözlerle bana bakıyordu, şuan yemek yap dese yapacak enayilikteydim. Sonuçta bugün bana izin vermişti ve benim yapmam gerekenleri yapmıştı. Bir şey demeden kapıyı açıp geçmem için geri çekildi. Daha fazla yormamak adına içeri oyalanmadan girip San'ın dosya çantasını elinden aldım. Yaptığım hareketle bir kaç saniye dikkatle baksada engel olmamıştı, salona geçip çantayı masanın üzerine bıraktım. San da üzerindeki ceketi kenara koyunca bacaklarını aralayarak koltukta yayılmıştı "Konuşmak için fazla yorgun görünüyorsun" Cidden o kadar şey arasında bunu mu söylemiştim, içimden kendime söverken San olduğu yerde hafifçe doğrulmuştu "Çoğu zaman böyle oluyorum, sen de otur istersen" dediği şeyle yanına oturup San'a doğru döndüm "Artık yalancı sevgili rolü yapmak istemiyorum San" Şuan ona doğru bakmaya utanıyordum. Bakışlarımı yere kitledim "Bencede daha fazla bunu yapmamıza gerek yok Wooyoung" Çok net cevaplar verdiği için aşk itirafında bulunmak benim için daha da zorlaşıyordu. Motivasyonumu kaybetmeden hafifçe tebessüm ettim "Sana aslında söylemem gereken başka bir şey var" Bakışlarımı tekrar San'ın gözlerine götürdüm "Seni dinliyorum" Kalbim hızlanıyordu, buna engel olamayacağımı bildiğim için en iyisi söylemekti "Sana karşı bir şeyler hissediyorum" San kaşlarını çatınca biraz tedirgin olmuştum "Uzatmak istemiyorum direkt söyleyeceğim. Senden hoşlanıyorum San" Beklediğim gibi tepkisizce bana bakıyordu. Kendimi yıllardır platonik olup açılan biri gibi hissediyordum, çok kötü bir şey...

Bir kaç dakika bu şekilde sessizlik olmuştu. Ardından San bana doğru dönüp göz teması kurmamızı sağlamıştı "Ben birlikte olacağımız konusunda pek emin değilim" Sanırım hayatımda ilk kez reddediliyordum. Sakin kalıp San'ı dinlemeye devam ettim "Seni üzmekten korkuyorum Wooyoung. Normalde umursamaz biriyim hatta ilişkilerimde de romantik olduğum söylenemez. Fakat sen daha farklısın, her zaman yanımda olman gerekiyormuş gibi hissediyorum. Başına bir şey gelmesi istemiyorum. Bende sana karşı boş değilim ama dediğim şeyleri yapamamaktan korkuyorum. Tekrar ilişkimde umursamaz birine dönüşürsem en çok üzülecek kişi sensin. Bu yüzden birlikteliğimiz konusunda emin değilim" Dayanamayıp San'a sıkıca sarıldım, o da ellerini belime dolamıştı "Ben seninle olmak istiyorum" Geri çekilip elini tuttum. San başını olumsuz şekilde sallamıştı "Özür dilerim" Ellerimizi ayırıp ayağa kalktım "Özür dilemen bir şey değiştirmeyecek. Birlikte yaşayabileceğimiz şeyleri kenara itiyorsun" San bir şey diyemeyince bende üstelememe kararı almıştım "O zaman ben evime gidiyorum. Bir daha bu konuyu da açmayalım" Kapıya ilerleyip hızlıca ayakkabılarımı giymeye başladım. Doğrulduğumda arkamda duran San'ı fark etmiştim "Wooyoung lütfen bana tavır alma" Bu sefer sessiz kalan taraf bendim. Kapıyı açıp evden hızlıca çıktım.

Company//WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin