🌼Bölüm 10🌼

7 1 0
                                    

Mihrimah'ın Anlatımından 🌼

Eve girmiştim. Işıklar kapalıydı, neredeler acaba.

Murat ve Merve: Sürpriiiiz.

Gülmeye başlamıştım. Evde dayımlar, teyzemler amcamlar da vardı. Ve bir kaç komşu daha. Pastayı üfledim ve aklıma Barçın geldi.

Mihrimah: Anne bir arkadaşım beni bekliyor Asel'e bırakacaktı.

Merve: E onu da çağır kızım gelsin

Mihrimah: Daha neler anne yok artık.

Annem yanımdan kapıya fırladı ve Barçın'ı da alıp geldi.

Merve: Gel evladım gel dışarda bekleme.

Yüzümü üzgün bira hale çevirerek Barçın'a baktım. O da bana gülümseyerek karşılık verdi. İçeri geçtik ve tanıştılar.

Sohbet muhabbet derken kapı çaldı.

Teyzem: Ah Berk gelmiştir Mihrimah kapıyı açsana dedi.

Kapıyı açtım ve Berk beni görünce durdu. Bir anda boynuma sarıldı.

Berk: Ahhh tatlı cadı. Kızıl şeytan seniii ne güzel olmuşsun. Büyüdün mü kız senn kaç oldunn?

Leş gibi kokuyordu. Bayaa içmişti.

Teyzem: Yine mi Berk bıktım senden.

Berk: Ne var be annee. Kafamızı yaşıyoruz.

Barçın'ın suratı değişmişti sinirliydi belli ki çünkü Berk hala bana sarılmış şekilde duruyordu. Geri çekildim ve içeri geçti.

Berk: Herkesee selaam

Merve: Ah Berk ahh

Teyzem: Biz kalksak iyi olur hadi Hamdi.

Eniştem: Evet evet kalkalım.

Berke çok sinirli bakıyordu.

Teyzem: Kusura bakmayın abla.

Merve: Olurmu öyle şey kızım.

Teyzemler kalkınca hepsi kalktı.

Mihrimah: Annelerin sultanııı

Merve: Hayırdır Mihrimah

Barçın gülmeye başladı. Anlamıştı yağ çektiğimi.

Mihrimah: Biricik annem benim.

Merve: Ne oluyor kızım de hadi

Murat: Anlasana yahu Asel mevzusu

Merve: Heeee olmaz kızım

Mihrimah: Anne yaaa

Merve: Olmaaaz uzatma

Bu sefer babama yanaştım.

Mihrimah: Babacıımmm

Murat: Bak seeenn

Mihrimah: Hadi yaa nolur

Suratını küçük çocuklar gibi yapıp dudağımı büzmüştüm.

Murat: Peki peki git hadi.

Mihrimah: Aslan babam beeee

Odama koşup üzerimi değiştirdim. Aşağı inip annemi ve babamı öptüm.

Merve: Seni deli kız yine yaptın yapacağını.

Mihrimah: Bende seni çok seviyorum annecim.

Öpücük atıp arabaya bindim.

Yola çıkmıştık nereye gittiğimiz hakkında pek bi fikrim yoktu.

Barçın: Sen ne tatlıydın öyle izin almaya çalışırken.

Mihrimah: Ya anca öyle ikna oluyorlar napayım.

Güzel bir tepeye gelmiştik. Bütün şehir ayaklarımızın altındaydı.

Barçın: O gelen kuzenin hep öyle mi?

Mihrimah: Genelde öyle ama pek samimiyetim yoktur.

Barçın: Ondan mı öyle sarıldı sana.

Mihrimah: Bende anlamadım.

Barçın: Çok işim var çook

Mihrimah: Ne gibi?

Barçın: Senin gibi, baksana bır gün içerisinde iki ayrı sinir sebebi.

Gülmeye başlamıştım.

Mihrimah: İki ayrı derken?

Barçın bana sarılmıştı.

Barçın: Gülme biliyorsun işte.

Mihrimah: Neyi?

Barçın: Ne kadar güzel olduğunu

Öyle deyince utanmıştım ve Barçın bana biraz daha yaklaşmıştı. Sessizce bakıyorduk birbirimize. Kokusu o kadar güzeldi ki. Bir ömür onun kokusunu duyabilirdim. O esnada dudaklarını dudağımda hissettim.

Papatya Kokusu🌼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin