Her köşe başında göremediğin bir sır. Ve onu kucağına almış sıkıca sarılan insanlar var. Bir dönsen belkide göreceksin kucaklarında ki eski kitapları. Her biri gözlerini kör etmiş yüzüne bakmamak için. Belkide bakınca hatırlamaktan ve sana gülünce gerçekçi olmamaktan korkuyorlardır. Oysa bir koklasan belkide geçmiş sana acır ve senin için katillerini rüyana gönderir. katil dediklerinden değilde masum dediklerinden korkmalısın çünkü şeytan kumar oynarken hep fazla masumdur insanlara karşı. Katiline sarılmadan önce onu tanı ve öyle sığın.
💦
Zaman ne değerli bir kavramdır ki Bugünün zamanı elinyken. Yarının değerini bilmiyorsun.
İnsan elinde ki zamanın kıymetini kaybedinceye kadar anlamıyormuş. Peki ben anladım mı? 21 yıl hayatım boyunca elimde ki zamanı hiç değerlendirdim mi?Hayır
Koca yılları bir hiç uğruna tüketmiştim.
Aslında ben çoğu şeyin değerini anlayamamıştım. Ne ailemin ne hayatımın nede zamanımın. Ben kendimin de değerini hiç bilememiştim. Hayatımda ne bir eğlence ne bir arkadaş nede bağlı olduğum bir şey vardı. Yaşayan bir ölüden farkım yoktu. Herşey o gece değişmişti. Belkide o gece olmasaydı bizler şimdi aynı bizler olmayacaktık.
Belki çok farklı kişiler olurduk. Yada olmak istediğimiz kişiler aslında buydu.
Peki ya bu hayatlarımız? Onalrda isteği kişi bu mu. Bu yer bu mekan onların istediği üzerine mi değişti. Yada buna kader mi demeliyiz.
Bir rüya gibiydi. Gerçekliğini sorgulamadan peşinden gittiğim seraptı. Bu bu mümkün değildi. Belki bilmem kaçıncı defa gözlerimi yumup bir hayal olması umuduyla gözlerimi açtım ve her defasında da beni aynı manzara aynı görüntü karşıladı.
Yeşil bir göl?
Bir ormandayken nasıl olurda bir anda bu göle geldik. Diye sorgulamaz mıydınız? Ben sorgulardım. Çünkü şuan burdayım ve yaşadığım bu olay o kadar gerçeklikten uzaktı ki. Bir an hayal olduğunu düşünüyorum.
Ama Herşey gerçek...
Gözlerimin önünde ki göl'e hayretle bakıyordum. Nasıl olurda gelebişmiştik saatler süren yolu. Hiç bilmediğim bir kasabaya nasıl olurda yürüyerek gelmiştim. Hemde o kısa zamanda? Ormandayken nasıl olurda bu göl'ün kenarına gelmiş olabiliriz? Peki ya zihnimin içinde ki o bulanık görüntüler?
Ne kadar gerçekti.
Yeşil göl'ün görüntüsü çok korkunçtu Su o kadar sessizdi ki. Hareket dahi etmiyordu. En çokta bu insanı korkutuyordu.
Sessiz su
"Göl çok korkunç." diyen havin'in sesiyle irkilerek başımı çevirip ona baktım. Düşüncelere o kadar dalmıştım ki. Havin'in varlığını unutmuştum. Üstümde ki gerginliği atmak için dudaklarımı aralayıp.
"onca kırmızı kan alıp hala korkunç olmamasını mı bekliyorsun?" söylediklerim doğruydu. Onca kanı alıpta duru olması beklenilmezdi. Ama hala yaşadığım o olayın şokundaydım. Düşünmemeliydim. Kendimi telkin ederek. Düşünme unut. Dedim. Yoksa kafayı yiyecektim. Başka bir oluru yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK HİS
Tiểu Thuyết ChungKimsesiz olduğumu öğrendiğim ilk anda sakinleştirici bir melodi gibi sesin Kulaklarımda var oldu. Belkide hep vardın ve o an duymayı istedim. En savunmasız anımda herkesin dokunmaktan tanımaktan kaçındığı ruhuma dokundun. Sana güvendim. Çok sonradan...