15. bölüm: itaatkar.

31 10 0
                                    

Bugün pencelerelerini sıkı kapat hiva. Annen bugün sana karanlığın korkunç bir canavar olduğunu söyledi. O herkesin sevmediği saçlarını bugün okşadı. Çünkü bu ilk ve son olacaktı. Bir daha göremeyeceksin o sevgiyi. Bugün Bana bahçede. "Neden benim saçlarım senin saçların gibi kahverengi değil." demiştin. benim kızımın saçları kızıl değildi. Benim kızımın gözleri esareti değil mavinin özgürlüğünü temsil ediyordu. Sen benim kızım değilsin. Bunu sana söylemedim. Sana hiç bir zaman söylemeyeceğim.

💦


Bir masal düşün. Bir hikaye düşün. Ve düş kur... Ama hiç birinin sonu mutlu olmasın. Çünkü burda hiç bir masal mutlu son bitmedi. Aşkı en güzel örnek gösterenler ve en güzel sevenler bile mutlu olamamışken. Aşkla oyun oynayıp sevgiyi kumara dökenler hiç mutlu olmazmış kehanette.

Bir masal gibi bir hayat yaşandı. İçinde çok güzel gülen bir kadın vardı. Ve hiç vazgeçmeyen bir adam. Bir hikaye vardı. Bir aileyi yıkan sessiz bir şehir vardı ve yıkıldı. Anneler bile çocuklarını uyudup gitti. Ve o çocuklardan biri kalkıp hayatı için savaşırken. Diğeri bir daha hiç uyanmamak üzere gözlerini kapattı. Bir düş vardı. O düşün içinde çokca insan vardı. Konusu aşka ihanet eden bir adam. Ve uyuyan savaşçı bir kadının düşüydü. Bütün güzel hayaller orda. Rüyalarda kabuslara emanet edildi. Bir dilek vardı. Tutuldu. Ama sahibine yetişemeden öldü.

Bir şehir vardı. Tüm insanları mutsuzluk kokuyordu. Sokakları azap içinde çığlık atarken kadınları dilsizdi. Hayattan göçerdi insanları. Mevsimleri küsmüştü göğe. Uğramıyordu yanlız şehir'e.

Ve bir gün yağmur yağdı. Tüm sözcükler lanetlendi onunla. Bilmez misin. Burda ki her sözün henüz özgür bırakılmadığını. Tıpkı insanlar gibi o sözlerin de yasaklı olduğunu. Söylemenin bedelinin ölüm olduğunu.

Görmez misin? İnsanların en büyük hayali ölüm olmuş. Ne acı, Ama kapıları hep kilitli. Yanlızca sonsuz azabın kapıları açık onların yüzlerine.

Duymaz mısın. Karanlık canavara dönüşmüş. Çocuklar korkup uyuyamıyor. Okudukları masalların sayfalara kan damlamış. Mürekkep gizlenmiş kırmızın ardına. Okunmaz olmuş hiç bir hikaye. Yaşanılmaz bir hale gelmiş yaşam. Ve zaman en acımasız günde yası vermiş. Gözyaşıyı bedel olarak almış onlardan.

Bu mektup iki ay boyunca nerdeyse her gün kafamın içinde tekrarlandı. Unutmamam için. Ama düşünce de hiç bir sonuç yoktu. Sadece bildiğim şey. Bu mektubun mölüh için yazıldığı. O kadın bana. 'Bütün gerçekler bu zarfın içinde.' demişti. O zaman buda demektir ki. Mektup şifreli yazıldı. Ve benim yapmam gereken bu şifreyi çözmek. Ama nasıl. Görmez misin. Ve duymaz mısın?  Tarafı benim gördüklerim oluyor.

Yani şahit olupta sustuğum şeyler. Bu kadarını çözdüm. Karanlık tarafı da. Üstü kapalı bir şifre. En tehlikeli olanı o. Çünkü çocukların korkup uyuyamadığı her ne ise. Bu gizli bir şey olmadığı anlamına gelir. Yoksa insanlar neden çocuklarına söyler ki?

Masal ve hikaye kısımları da ayrı bir bilmece. O büyücü kadının anlattığı masal ve başta ki yazılar bir nebze uyuşuyordu. Yane demek istediğim. O masalda ki ağaça dönüşen kadın, ve onu 80 yıl boyunca bekleyen adamanın hikayesinden alınmış bir alıntı gibi. Hiç vazgeçmeyen adam. Ve Çok güzel gülen bir kadın. O zaman o kadının da anlattığı şey bir masal değildi.

SOĞUK HİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin