5. Saklanılmış Mutluluklar

169 17 99
                                    

🎶 Sadece - Kalben

Bölüm için şarkı seçmedim o yüzden sevdiğim bir şarkıyı koydum.

🌑🌑

Yine uykusuz bir gece geçirmiştim. Genelde birkaç sakatlık uyku ile ayakta durdurdum ama bu gece o dahi yoktu.

Annem bir ara odama gelip beni kontrol etmişti. Geceleri üzerimi açarak uyurdum. Annem o gece odama geldiğinde de bu durum böyleydi, üzerimin açık olduğunu gördü ama hiçbiri şekilde müdahale etmedi.

Anneler çocuklarının üzerini örtüp saçlarını öpmez miydi? Benim annem diğer annelerin yaptığı hiçbir şeyi yapmıyordu.

Keşke uyanık olmasaydım da bu ana şahit olmasaydım. Keşke sonsuzlukta bir uykuya dalıp hiç uyanmasaydım.

Kimi insan ölmekten korkar ama ruhu çoktan ölen bir kadının bedenin de toprağa girmesi onu korkutmaktan ziyade bir kurtuluş yolu gibi gelir. Çabuk gel kurtuluş yolum, beni bu çıkmazdan kurtar.

Kendimden nefret ediyorum. Bu kadar çabuk kırılmamdan nefret ediyorum, o Allah'ın cezası umutlarımın bu kadar çabuk kırılmasından nefret ediyorum, her seferinde ağlayıp beceriksiz biri olmaktan nefret ediyorum, annemi her şeye rağmen sevdiğim için kendimden nefret ediyorum.

İnsan annesini, kendisini doğuran kadını sevdiği için kendinden nefret eder mi? Evet eder.

Bin parçaya ayrılmış bir aynayı birleştirmeye çalışırken kırık parçalar elinizi kesip canınızı yakar. Pes etmeyip diğer parçalarını da yerlerine koymaya çalışırsınız ama bir zaman sonra kırıp parçalar avuç içinizi kesip canınızı yakar ve sonunda vaz geçersiniz.

Sevdiğimiz şey canımızı yakınca vaz geçmekten başka seçenek kalmıyordu.

🌑🌒

Kar yağmıştı. Küçükken karın yağmasını çok severdim. Dışarıya çıkıp kardan adam yapan, kartopu oynayan çocukları görünce onlar gibi dışarıya çıkıp oyun oynamak isterdim. Annem hasta olacağımı söylediği için dışarıya çıkmama izin vermezdi. Doyasıya oyun oynayan çocukları odamın camından seyrederdim.

Artık kış mevsiminde nefret ediyorum.

Telefonumun zil sesi sokakta yankılanırken çantamdan çıkarıp gelen aramayı açtım. "Deniz, bizimkiler ile okula gitmeyip kartopu savaşı yapmaya karar verdik. Gelmek ister misin? Ama senin dersin varsa ya da gelmek istemezsen seni anlarım. Sadece sen gelirsen daha mutlu olurum diye seni aramıştım."

Sadece sen gelirsen daha mutlu olurum. O kadar söylediği şeyden ilgimi çeken tek şey buydu.

"Gelirim," dedim yüzümdeki gülümseme ile. Birkaç dakika önceki kötü ruh hâlimden sadece bir telefon konuşması ile bu hâle gelmiştim. Ulaş Akçatepe etkisi gerçekti.

"O zaman sana konum atarım." Ses tonu bile ne kadar mutlu olduğunu gösteriyordu.

Kısa süre sonra gelen konuma bakıp yanlarına gitmek üzere yola koyuldum. Ulaş'ın attığı konum bulunduğum yere yakın olduğu için hızlıca gelmiştim. Yarım gün okulu asmak benim ve ailem için biraz sorundu ama bir kerede planladığım değil içimden gelen şeyi yapmam gerektiğini düşündüm ve yaptım.

"Hoşgeldin." Havanın soğukluğu konuştuğumuzdaki çıkan hava bulutundan belliydi.

"Hoşbuldum."

"Bunlar Yağız ve Çağrı. Hepimiz çocukluk arkadaşıyız," dedi beni bilgilendirerek.

Çağrı, sarışın, bal rengi gözleri olan birisiydi. Bakışlarımı Yağız'a doğru çevirdiğimde onu hatırlıyor gibi hissettim. Siyah, kıvırcık saçları ve oldukça açık olan kahverengi gözlere sahipti.

Kırık Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin