10. Yabancı Duygular

113 8 182
                                    

🎶 Mavi Gri - Aklımı Kaçırdım

Buraya şark yazan herkesin Ulaş'ı olsun.

🌑🌑

"Küçük Deniz'in yapamadığı her şeyi büyük Deniz ile birlikte yapacağız."

Söylediği söz kalbimi ısıtmıştı.

Onun için bir çok kelime kullanabilirdim ama tek bir tane seçebilecek olursam bu farklı olurdu. Ulaş Akçatepe çok farklıydı, her yönü ile. Farklılık benim için zordu ama Ulaş çok güzel bir sebepti.

"Dünya'dan Deniz'e." Hakan'ın kolumu dürtmesi ile düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ne dedin?" Dinlemediğini çok iyi belli ettin Deniz, aferin sana.

"Mutlu bir şekilde uzaklara dalmanın sebebi Ulaş olabilir mi?" O beni gerçekten mutlu ediyordu, Hakan da tabii ki bunu anlamıştı.

"Evet," dedim inkar etme gereği duymadan.

"Sana bir iki tane şey söyleyeceğim sende seç tamam mı?" Onayladığımı belli etmek için kafamı salladım.

"Ulden, Denul. Hangisi daha güzel?" Söylediği şeye bir anlam veremeyerek ona bakmayı sürdürdüm. "Hakan bunlar ne?"

"Yani ilişkisi bilgisi sıfır Deno. Kız ne olacak ship ismi bu. Hakan ile ilişki dersleri 1: İlişkiye bir isim ver. Bu isim verme işi şimdilik ship ile devam edecek, sonra da ne olduğunuzu belirleyeceğiz." Ship yapılacak bir durum yoktu. Biz iki arkadaştan ibaretdik.

"Biz arkadaşız Hakan, öyle bir şey yok."
Hakan'ın bakışları konuşabilseydi "Ben bunu yer miyim, Deno?" derdi. "Aşkın aşamalarından ilki inkardır." İnkar etmiyordum. Ulaş'ın bana iyi geldiği aşikardı ama aşk diye bir şey yoktu.

"Ha-" Cümlemi devam etmeme izin vermeyip kendisi konuştu. "Sen merak etme, ben yanındayım. Bu aşk denen şeyin birlikte üstesinden geleceğiz."

Aşık olmamıştım, yani inşallah olmamışımdır.

🌑🌑

Bugün Ulaş'ı hiç görmemiştim hâliyle de merak etmiştim.

Eda'ya sormak için yukarı kata çıkmıştım ama onu görememişdim. Ulaşın yakın olduğu bir diğer arkadaşı olan Yağız'a sormaya karar verdim.

Yağız, açık buğday renginde ten, elaya çalan badem şeklindeki gözler, dağınık, açık kumral saç, şekilli bir burun ve aynı şekilde orantılı dudaklara sahipti. Olduğum yerde dikilmeyi bırakıp yanına ilerledim. Benim geldiğimi gören çocuk bizi yalnız bırakmak istemiş olacaktı ki yanımızdan ayrıldı.

"Yağız, Deniz ben, Ulaş'ın bir arkadaşıyım." Sadece arkadaşı.

"Tanıyorum seni. Bir sorun mu var?" Beni nereden tanıdığını sormak istesemde Ulaş'ın bahsetmiş olma ihtimali aklıma geldi ve sormaktan vazgeçtim.

"Ulaş'ı bugün hiç göremedim, üstelik aradım ama açmadı." Telefonlarıma bakmamış olması beni endişelendirmişti.

"Üşütmüş. İçin rahat edecek ise sana ev adresini atabilirim." Gerçekten çok iyi olurdu. Yağız'a numaramı verdim ve adresi bana attı. Ona teşekkür ederek yanından ayrıldım.

Telefonumdaki saate baktım ve biraz sonra Osmanlı Türkçesi dersimin olduğunu hatırlayarak dolabımdaki kitabımı alarak sınıfa döndüm.

🌑🌓

Ulaş'ın evinin önündeydim. Haber vermeden geldiğim için biraz çekiniyordum. Zili çalmak için harekete geçmiştim ki birden kapı açıldı. "Birine mi baktın?" Karşımda siyah saçlı, acı kahve gözlü, 1.60 boylarında güzel bir kadın vardı.

Kırık Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin