20. Bölüm

7.1K 494 50
                                    

Buraya kadar geldik bin şükür.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10 Kasım 193♾️. Saygı ve özlemle. 🖤

🐞

"Birçe, ana! Kız kardeşimin iliği uyuyor tek. Birçe can olacak isterse kardeşimize."

Birçe, ne düşüneceğine bilememişti bir an için. O küçücük sabiye bir şey olma düşüncesi kalbini sıkıştırmaya yetmişti. Şuncacık beden ne hastalıklarla, ne acılarla boğuşuyordu kim bilir? Üzülüyordu Birçe. İçinde azıcık merhamet taşıyan bir insan üzülürdü zaten. Kardeşiydi hem, küçük kardeşi. Birçe o an bir kez daha kardeşinin, abilerinin olduğunu anımsadı. Ne tuhaf, on yedi yıllık hayatında hep bir kardeşi olsun istemişti. Ne de çok dua etmişti Allah'a.

"Baba, benim niye Ayşe'nin ki gibi kardeşim yok!"

Daha okula başlamamıştı Birçe, bey babası Hasan emmisine yardım etmeye gelmişti. Harmanda serili fındık iyice kendini salmış, kabuğu güneşin kavurucu sıcağında incecik olmuştu. Ee, dört ton fındık tek başına çuvallamaya gelmez. Ahmet bey dostunu o günde yalnız bırakmamış, yanına Birçe'sini de alıp gitmişti. Büyükler, güneşin altında enseleri yana yana fındığı çuvallerken, Ayşe ve Birçe'de annelerinin yaptığı el örmesi bebekleriyle evcilik oynuyorlardı. Yeliz hanım o gün komşusuna yoka açmaya gitmişti. O yanlarında yoktu amma baba kız yine de güzel vakit geçireceklerini düşünüyordu.

Ahmet bey, alnına biriken terleri nasırlaşan elleriyle gelişigüzel silerken gözü Birçe'ye takıldı. Ağacın altında gölgede oynuyorlardı amma kızının yüzü düşmüştü sanki. Ayşe ile iyi anlaşırlardı oysa, aralarında öyle yaş farkı da yoktu. Kızının düşük yüzü canını sıkmış, iş biter bitmez yola revan olmuşlardı. Bir bardak çay bile içmeden gitmişlerdi. Eh, Hasan emmiye az bir şey ayıp olmuştu amma yapacak bir şey yoktu artık. Olan olmuştu.

Ahmet bey yolda yürürlerken sabırla kızının konuşmasını bekledi. Kızının huyunu iyi biliyordu. Canı bir şeye sıkıldığında önce kendi içinde uzun uzun düşünür, sonra da bey babasına dert yanmaya başlardı. Onun o ince sesiyle herkesi şikayet etmesi Ahmet beyin çok hoşuna gidiyordu. Birçe, fazla fedakardı Ahmet beye göre. İstediği bir şey oldu mu mesela, kolay kolay söylemezdi. Bey babasının onu alacak gücü olsa bile demezdi. Masraf olacağını düşünür, kendisine göre idareli olmaya çalışırdı. Sevdiği bir arkadaşıyla oyun oynadığında, en sevdiği oyuncağını arkadaşına verir, onun oynamasını isterdi. Ahmet beye göre bunların hepsi küçücük bir kız çocuğuna göre büyük fedakarlıklardı. Ondan sebep Birçe'si birilerini şikayet ettiği zaman, çok nadir de olsa nazlandığı zaman Ahmet bey çok mutlu oluyordu. Kızının kendini baskılamasını, duygularını içinde yaşamasını istemiyordu. Böyle anlar kıymetliydi bunun için.

FELFENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin