54. Bölüm

3.1K 356 150
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

🐞

Birçe ve Burçak hanım birlikte uykuya dalarlarken, İbrahim'in başucunda da Cihan bey bekliyordu. Oğlu henüz uyanmamıştı. Bir süre daha uyuması gerekiyordu. Minik bedeni ağır bir ameliyat atlatmıştı ve ameliyatın emarelerini seyretmek için bunu yapmak zorundalardı
Herhangi bir sorunda müdahale etmek böylelikle daha kolay olacaktı.

Küçük İbrahim'e daha yeni tanıştıkları amma kendi canlarından, kanlarından olan Birçe can olmuştu. Birçe yalnızca Sungur hanesine değil, aynı manada Şanlı hanesine de uğur getirmiş, en büyük dertlerine derman olmuştu.

Sabah olduğu vakit herbir Şanlı üyesi yorgunlukla açmıştı gözlerini. Günlerdir hastanede kalıyorlardı ve dinlenmeleri ne yazik ki mümkün olmamıştı. Hasta bakıcılar sabahın altısında kahvaltı servisi yaptıkları için de erken uyanmışlardı. Birçe, üstüne üstüne gelen dört duvarla derin bir iç çekti. Çok sıkılmıştı. Dino'yu, Faysal'ı, Gülizar'ı özlemişti. Fındık ve Fıstık'ı da çok özlemişti. Yüksek bayırlara çıkıp çay yapmak üzere çeşitli çiçekler, otlar toplamayı özlemişti.

Okulu da özlemişti.

Sıkıntıyla iç çekmesi Mustafa'nın dikkatinden kaçmamıştı. Aslında kız kardeşine tavır yapıyordu daha doğrusu yapmaya çalışıyordu amma pek becerebildiği söylenemezdi. Birçe'nin narkozun etkisindeyken söylediği her şey mıh gibi aklındaydı. Dünkü veledin kardeşinin kalbinde böylesine taht kurmasını inanılmaz derecede kıskanmıştı. Aslında dünkü velet demesine de ayrı bir olaydı. Çünkü kendiside pek eski sayılmazdı. Neredeyse Barış ile aynı zamanlarda kardeşinin hayatına dahil olmuştu.

"Birçe, ne oldu?" diye sordu Mustafa. Abicim, dememişti. Bir süre dememeyi planlıyordu. Tabii başarabilirse.

Birçe, Mustafa abisiyle göz göze gelir gelmez utanması bir olmuştu. Hâlâ abilerinin ve babasının yanında o lafları nasıl ettiğini anlayamıyordu. Gözlerini kaçırdı. Sonra, abisinin ona abicim demediğini fark etti. Kaşları çatıldı.

"Abi, ben okula ne zaman gidicem? Çok geri kaldım!"

Mustafa, kardeşinin ona abi, demesiyle hemen yelkenleri suya indirdi. Hafifçe gülümsedi. Kardeşinin okul, demesiyle usuna Leyla öğretmenin düşmesi bir olmuştu.

"Bir süre daha gidemeyeceksin abicim. Ama istersen... Geri kalmaman için yani, bizim köye yeni atanan muallim hanımla özel ders için konuşayım. Ne dersin?"

Birçe'nin gözünden Mustafa abisinin hevesli hali kaçmamıştı elbet. Bunu göz ardı edip bir süre düşündü. Sınava girecekti, şimdiden rakiplerinden epeyce geri kalmıştı. Masraf etmemek için özel öğretmen fikrini reddetmişti amma şimdi öyle bir lüksü yoktu.

"Cihan bey... Ay babam yani, o da olur derse ben istiyorum. Geri kaldım çünkü, bir an önce konuları toparlamam lazım."

Birçe, öz anne ve babasına; anne, baba demeye başlamıştı amma yinede ağız alışkanlığıyla bazen böyle bey, hanım diyebiliyordu. Şimdi de olan buydu.

Mustafa, kardeşinin olur demesiyle sevinçten havalara uçtu. Vardı kardeşinin yanına, az evvel tavır almaya karar vermesine rağmen bunu anında unutup yanaklarını kocaman öptü. Birçe, alık alık baktı abisine. Haliyle ne olduğunu anlayamadı.

FELFENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin