🐞🐞

1.4K 130 45
                                    

Çiçeklerim, bugün benim doğum günüüüüümm!

Doğum günümde kendime bir hediye vermeye karar verdim ve en güzel hediyenin sizlerle iletişim kurmak olduğunu bildiğim için bir özel bölüm yazdım.

Aslında özel bölüm yazmayı hiç düşünmüyordum çünkü final yazısından sonra bölüm eklemek bana biraz saçma geliyor. Ancak hiç problem değil, bir gün bu kitap basılırsa özel bölümleri sona değil bölüm aralarına ekleriz, hem sizin istediğiniz hem de benim istediğim olur böylelikle.

Bu ikinci özel bölüm. Başka bir tane olur mu şu an bilmiyorum ancak aklıma sahneler gelirse neden olmasın? Bu kez kesin konuşmicam. Bakalım diyelim.

Çok istediniz, ben de çok özledim. Birçe yeniden sizlerle.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

🐞

"Hocam, ben şiir okumak istemiyorum! Beni neden zorluyorsunuz?!"

Birçe, asi öğrencisinin gözlerinin içine bakıp ciddiyetini korumak için çabaladı lakin bu pek mümkün olmuyordu. Ne kadar diğer meslektaşları gibi ciddi bir öğretmen olmak istesede, gözlerindeki yumuşaklık onu istediği forma sokmuyordu. Öğrencileri de bunu pekala bildikleri için bazen hocalarının bu yumuşak karnına oynayabiliyorlardı.

Birçe, Mehmet'in edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini keşfettiği için bunun üzerine gitmek istiyordu lakin asi öğrencisi, öğretmenine pekte fırsat vermiyordu. Ancak bu inadı yalnızca kendisine verdiği bir zarardı.

"Mehmet, 19 Mayıs için görev almanı ve ses rengine uygun şiirleri söylemeni senden rica ediyorum. Elbette istemiyorsan seni zorlayamam ancak okulumuzun ev sahipliğindeki bu anma töreninde senin gibi yetenekli öğrencileri görmeyi çok isteriz. Lütfen bir kez daha düşün. "

Mehmet, öğretmeninin ona karşı olan nazik tutumuyla yelkenleri suya indirdi. Birçe'nin elinde tuttuğu kağıtları alıp ona düşen okumaları yanına aldı. Birçe, zafer kazanmış gibi gülümsedi.

Birçe, beş senelik meslek hayatında belkide en çok bu dönem zorlanmıştı. Bu zorluğu ne öğrencileriyle ilgiliydi ne de okuluyla. Zorlanıyordu çünkü duygusal anlamda geçirmekte olduğu süreç onu epey yıpratmıştı. Şanlı ailesinin her bir üyesi Birçe'ye destek olmak için çabalasalarda Birçe'ye iyi gelen tek şey şüphesiz ki dört senedir evli olduğu eşi, Barış'tı.

Barış, iki sene Birçe ile aynı okulda görev yaptıktan sonra norm fazlalılığı yüzünden başka bir okula gitmek zorunda kalmıştı. En azından hala merkezdeki okullardan birine tayini çıkmıştı da, başka bir ilçeye taşınmak zorunda kalmamışlardı.

Birçe, son zilin sesini duyduğunda eşyalarını toparlayıp kapıya çıktı. Bugün eşinin dersi olmadığı için çıkışta onu almaya gelecekti. Birçe, belki de hayatında ilk kez Barış'ı görmek için heyecanlanmamıştı. İçindeki hüzün ve korku, Barış'ı görme isteğini bastırıyordu.

Birçe, aynadan son kez kendisine bakıp topladığı sarı saçlarını açıp omuzlarına dökülmesine izin verdi. Aynadaki yansıması, artık gençliğine yavaş yavaş veda ettiğini açıkça belli ediyordu ve otuzlarına çok yaklaştığı için içindeki korkuyu tetikliyordu.

O korku, bir süredir onu çepeçevre sarmıştı.

Anne olamama korkusu.

FELFENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin