8. Bölüm 🍀

37 6 13
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Candan Erçetin - Elbette

♫ | Candan Erçetin - Elbette

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Çocuk gibi ağladım..

O kadar hiç, o kadar boş, manasız,

Öyle haksız yere senden uzağım ki."


Yeni bir günde, Nazım Hikmet'ten alıntılanmış yeni bir notla oturuyordum ağaç dalımda. Kâğıdı elimde sıkıca tuttum. Sadece bir kâğıt parçasıydı ancak ben o kâğıt parçasına zarar gelmesinden korkarak çantamda güvenli bir yere koydum. Benim yüreğimde sadece bir kâğıt parçası değildi, bir serzenişti, bir zayıflıktı ancak bu zayıflıktan utanmamaktı. Bir aşktı. Nasıl korkmazdım ki bir aşka zarar vermekten?

Ben de bir not bırakmaya karar verdim bu sefer.


"Ağlama, gözleri kızarmış çocuk!

Tek damla yaşın düşmesin yere.

Bak, tek güzelliğimiz yokluk."


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Ağlama şiirinden aklıma gelen ilk üç dizesini tam da notları bulduğum noktaya iliştirdim. Ağaç dalımdan atladım vakit kaybetmeden.

Bugün iki dersimiz olmasına rağmen derslerin arasında saatlerce boşluk vardı. Yani Umut'la birlikte Mehir'in sorununu öğrenmeye çalışmak için harika bir zamandı. Onlar çoktan Mavi Kafe'delerdi. Sabah ağaç dalıma gelme fırsatı yakalayamadığım için mecburen ders çıkışında ziyaret etme fırsatım olmuştu. Bu yüzden şimdi görevime daha fazla geç kalmamalıydım. Görev: Mehir'i Konuşturmak!

Mavi Kafe'ye girdiğimde her zamanki cam kenarı masamızda arkadaşlarımı kukumav kuşu gibi otururken gördüm. Umut ben gelmeden önce Mehir'in konuşması için uğraşmış ve başarısız olmuştu muhtemelen. Bu yüzden daha fazla onu zorlamak yerine beni beklemeyi tercih etmiş olmalıydı.

"Geldim," dedim neşeyle yanlarına gittiğimde. Mehir suratıma bakıp hafifçe gülümsedi. O konuşmayınca Umut'a baktım ne yapacağımıza karar vermek için.

Umut beni kurtararak ağaç dalımda bu sefer hangi notu bulduğumu sordu. Ben de notu çıkarıp ona gösterdim ve benim karşılık olarak ne yazdığımı da söyledim. Çok güzel yazıştığımızdan bahsetti, artık onunla karşılaşmak istediğimi söyledim Umut'a çünkü bu doğruydu. Onunla karşılaşmak, oturup sohbet etmek, onu daha iyi tanımak istiyordum. Ancak sabırlı olmam gerekiyordu. Bekleyecektim.

Biz gevezeliğe devam ederken "Ben İzmir'e gidiyorum bu akşam," dedi birden Mehir.

"Ne?" dedik Umut'la aynı anda.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin