2. BÖLÜM 🍀

46 6 6
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Kalben - Yol

♫ | Kalben - Yol

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Umut'la vedalaştıktan sonra kafeden çıkarken Mehir'le hâlâ kıkırdıyorduk. Kol kola girip günün son dersine girmek üzere yola koyulduk. Saat üçe geliyordu. Şimdiki dersimizin hocası ders arası vermeden blok dersle bizi en fazla bir buçuk saat tutuyordu. Yani kabaca bir hesapla ben eve ancak beş buçuk gibi varabilecektim. Ne yazık ki haftanın çoğu günü Anıl'ı okuldan komşumuz Necla teyze alıyordu. Bu dönem ders programım iyice berbat olduğu için Anıl'ı okuldan çok nadir alabiliyordum ve bu içime oturuyordu. Neyse ki berbat ders programında okul işlerimi halledip eve gittiğimde zamanımın çoğunu Anıl'a ayırabiliyordum.

"Ben bu arada ders notları–" Mehir sözümü kolumu çimdikleyerek kesince şaşkınlıkla baktığı yere baktım. Benim sevgilimin olup olmadığını merak eden ve az önce Mehir'in yaptığı stalkla adının Mert olduğunu öğrendiğimiz çocuk yanındaki arkadaşına hararetle bir şeyler anlatarak Mavi Kafe'ye doğru ilerliyordu.

"Of, çok yakışıklı!" dedi Mehir iç geçirerek. Mehir'e döndüğümde çocuğa içi giderek bakıyordu sesine eş bir şekilde. Gülümseyerek çocuğa tekrar döndüm ve o anda o da bu tarafa doğru döndü. Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemeyerek önüme döndüm. Benim ilişki durumumu merak eden birisine dik dik mi bakacaktım bir de? O iş Mehir'deydi artık! "Hay sokayım böyle işe! Kanka gördün mü ne yaptı bana? Allah'ım sana geliyorum ya rabbim!" Mehir aniden durdu ve kolumdan çıkıp dizlerine doğru eğildi.

"İyi misin? Ne oldu?" diye sordum ben de ona doğru eğilerek.

"Görmedin mi?" diye sordu boğuk bir sesle.

"Hayır. Önüme bakıyordum ben," dedim suçlulukla. Bir kankanın en önemli görevi kankasının hoşlandığı çocuğu şahin gibi izlemektir. Kuralımızı unutmuştum. Mehir doğruldu ve suratı kıpkırmızıydı. Mehir yakışıklı çocuklarla konuşurken kızarırdı suratı. Her yakışıklı bir çocuk gördüğünde kızarmazdı ki. Suçluluk duygum artmıştı şimdi.

"Bana gülümsedi ve böyle yaptı," diyerek Mert'in yaptığı hareketi gösterdi. İşaret ve orta parmağını birleştirip kaşının hemen üstüne değdirdikten sonra beni işaret etti. Yani çok tatlı bir şekilde Mehir'e selam vermişti. "Lan bak bu çok kısa sürede oluyor. Çocuğun hangi fakültede bile olduğunu bilmeden kalbimi çalıyor, bak. Hazır değilim şu an. Birkaç ay kaldı bitirmeye. Ben hazır değilim Allah'ım!"

"Yavrum bir sakinleş. Su ister misin?"

"İstemem. Ben onu isterim! Görürsün ben yarın onu vallahi bulacağım ve hesap soracağım. Korksun o benden. Kalbimi çalmak ne demek ya?" Cevap vermek yerine kendime engel olamadan bir kahkaha attığımda Mehir de başka bir şey demeden koluma girdi ve sinirli sinirli beni de beraberinde yürütmeye başladı.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin