16. Bölüm 🍀

24 5 5
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Pinhani - Çok Aşık

Gergin iki günün ardından ilk defa Mehir bizimle Mavi Kafe'de oturmaya karar verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gergin iki günün ardından ilk defa Mehir bizimle Mavi Kafe'de oturmaya karar verdi. İki gün boyunca Mert de bizimle olduğu için kendine yapacak işler veya bahaneler buluyordu kolayca. Ondan kaçmasının sebebi hâlâ biraz kırgın olmasından ve Mert'in bu kırgınlığını görmesini istememesinden kaynaklanıyordu. Mehir güçsüz görünmekten nefret ederdi.

Bizimle takılacağını daha önceden söylememişti elbette. Onun yerine biz Mavi Kafe'de otururken yanımıza gelmişti sadece. Bu yüzden onu gördüğümde Ozan'la sürdürdüğüm edebiyatla ilgili sohbetimizi yarıda kestim.

"Yarın kaçta gelecektim?" diye sordu umursamaz bir surat ifadesiyle kendine bir sandalye çekerken.

"Etkinlik 11'de başlayacak. Ama sen bir saat öncesinden gelirsen daha iyi olur," dedim otomatik olarak.

"Ne etkinliği bu?" dedi Ozan. Bizimle artık daha rahattı o da. Ettiğimiz sohbetler onun üstünde olumlu etkiler doğurmuştu. Mesela artık sıradan konuşmalarımızda fazla sakarlık yapmıyor ve utanmıyordu. Aslında saçmalamasını veya kızarmasını özlemiştim.

"23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için Anıl'ın okulunda etkinlik var. Mehir orada kostüm giyip çocukların suratlarını boyayacak. Ve başka birkaç eğlence olacak. Siz de gelebilirsiniz isterseniz."

"İyi fikir. Hatta sabah Mehir'i ve beni alırsınız, birlikte gideriz," dedi Umut son noktayı koyarak. Mehir memnuniyetsizliğini saklama gereği bile duymadan gözlerini devirdi. Gerilim dolu bir sessizlikten sonra Umut tekrar konuşmaya başladı. "Lina ve Ozan siz dışarı bir baksanıza, ben orada mıyım?" Saçma cümlesine anlam veremeyerek ona baktığımda kafasıyla Mehir ve Mert'i işaret etti. Bu sayede ben de onlarla bir konuşma yapacağını anlamıştım.

"Hadi Ozan," dediğimde itiraz etmeden benimle Mavi Kafe'den çıktı.

Nereye gittiğimizi umursamadan yürümeye başlamıştık. Ellerimi ceplerime sokarak yere baktım sessizliği uzatırken. Devam eden sessizliğimiz boyunca şaşırtıcı bir şekilde geride bıraktıklarımız hakkında endişe etmemiştim. Bazen olayları oluruna bırakmakta bocalayabiliyordum. Bu da çok fazla düşünmeme neden olabiliyor ve bulunduğum ana kendimi veremememle sonuçlanıyordu. Şu an tamamen buradaydım, Ozan'laydım. O da fark ediyor muydu acaba? Tüm ilgimin onda olduğunu biliyor muydu? O da benim gibi hissediyor muydu? Tüm ilgisi bende miydi?

Başımı yerden kaldırıp ona baktığımda ilgisinin çoktan bende olduğunu anladım. Ne kadar süredir beni izlediğinden emin değildim fakat gözlerimiz birbirine değdiğinde normalden farklı olarak utanıp bakışlarını kaçıran taraf ben olmuştum. Kalbim onun elindeki bu telaşlı çırpınışlarını bir türlü bırakamıyordu. Kalbimi ondan kurtarabilmek için elimi göğsüme koyma isteğimi geri bastırdım yutkunmaya çalışarak. Çok güzel bir anda kaybolmuştum aslında. Bu sayede kalbimi bu zor durumdan kurtarmayı unutabiliyordum saniyesinde. Kalbinizi bu hale getiren insana baktığınızda onun da çoktan size bakıyor oluşunu görmek kesinlikle harika bir histi çünkü.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin