31. Bölüm 🍀

35 4 7
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Sefarad - Seni Ne Çok Sevdiğimi

Yaşadığım o yorucu günden sonra Ozan yine bize gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşadığım o yorucu günden sonra Ozan yine bize gelmişti. Onunla birlikte yaşamaya alışıyor gibiydim artık. Anıl iyileşip okula gittiğinde benimle evde gündelik işleri yapması çok hoşuma gidiyordu. Bankadaki işlerimi halletmem gerektiğinde benimle geliyordu. En çok hiçbir şey yapmadan koltukta uzanmak ve arada bana şarkı mırıldanmasını seviyordum. Fakat maalesef ki ikimiz de mezuniyet sonrası için oturup bir plan yapmıyorduk. Sanki mezuniyet sonrasını görmezden geliyor gibiydik. Daha zaman vardı, bunlar sonra da konuşulurdu. Değil mi? Öyle olabileceğine inanıyordum en azından.

Cumartesi günü sabahı Anıl'ı Hümeyra'ya bıraktık. Mehir, Umut ve Mert de orada olacakları için sonunda Yuvarlakçay'a kaçma planımızı gönül rahatlığıyla gerçekleştirebilirdik. Yanımıza piknik yapmalık eşyalar aldık. Kahvaltımızı orada sahibinin Ozan'ın tanıdığı olduğunu öğrendiğim bir restoranda yapacaktık. Sonrasında biraz dolaştıktan sonra bir ağaç altı gölgesinde dinlenmeyi düşünmüştük. Onunla pineklemek için sabırsızlanıyordum.

İlişkimizin sakin ve sessiz olduğunun oldukça farkındaydım. Özellikle yolculuklarımızda çok konuşmuyorduk, kısa veya uzun yolculuk olması da fark etmiyordu. Birbirimizin varlığı yetiyordu mutluluğumuz için. Tabii ki sesini duymayı da çok seviyordum. Fakat sessizliğimizden sırf bu yüzden şikayetçi de olamazdım.

Yol boyunca elimi bir an bile bırakmamıştı. Yuvarlakçay'a gelip arabadan inmek için ayrıldığımızda mızmızlanacak şımarıklık seviyesine ulaşmıştım bile. Ona karşı içimde olan bu temas isteğine engel olamıyordum. Ben tekrar ona dokunduktan sonra yolumuza devam ettiğimizde tuttuğumu fark etmediğim nefesimi verdim. Dokunarak sevmek benim için de bir ilkti.

Kahvaltı yapacağımız yere gittik. Dışardaki masalara yerleşmeden önce iç mekâna geçtik. 50 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir adam mutfak tarafından bizi görünce gülümsedi.

"Ooo kimler gelmiş! Özlettin kendini be paşam!" diyerek yanımıza geldi hemen. Ozan'a samimi bir kucaklama verdi. "Bu hanım kızımız kim?" Adam bana bakarak gülümsediğinde utanmıştım biraz.

"Fuat abi, kız arkadaşım Lina," dedi Ozan bizi kısaca tanıştırarak.

"Hoş geldin kızım. Hadi size güzel bir masa ayarlayalım." Adamın gereksiz muhabbetlere girmemiş olmasından dolayı memnundum. Bizi suyun yanında sessiz sakin bir masaya getirdi. Müşteriler bu masayı fark etmiyor olmalıydı çünkü ben de ilk başta fark edememiştim. "Ben şimdi masayı donattırırım. İstediğiniz özel bir şey olursa bizim çocuğa söyleyin," dedi ve Ozan'ın omzuna dokundu.

"Sağ olasın abi."

"Hadi afiyet olsun size." Adam yanımızdan gidince çaya doğru çevirdim bakışlarımı.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin