19. Bölüm 🍀

25 5 11
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Son Feci Bisiklet - Bu Kız

Mehir'in evine varana kadar arabada müzik açıktı ancak kimseden çıt çıkmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mehir'in evine varana kadar arabada müzik açıktı ancak kimseden çıt çıkmıyordu. Bu sessizlik Mehir odasına girene kadar sürdü. Sonra ben Umut'u mutfağa çekiştirdim.

"Annemle telefonda konuştum bu sabah," diye başladı bakışlarımı anlayarak. "Babamın planlarını ağzından kaçırdı. Bana da ofis açmış, inanabiliyor musun Lina? Kaç kere söyledim onun gibi olmayacağımı. Beni dinlemiyor bile. En çok hangi konudan nefret ediyorum biliyor musun? Dünyaya erkek olarak gelmiş olmaktan değil, direkt dünyaya gelmiş olmaktan nefret ediyorum."

"Ne biçim konuşuyorsun ya sen? Kendine gel!" dedim hiddetlenerek. Sevdiklerimin pes etme düşünceleri karşısında nasıl kendime engel olabilirdim ki zaten?

"Siz olmasaydınız şimdi ben ölmüştüm. İntiharı düşünmemi engelliyorsunuz ama işte bazen katlanamıyorum ben de."

"Umut, böyle konuşma. Sen bizim umudumuz olduğun kadar kendinin de umudusun. Katlanamadığın anlarda bunu hatırla sadece, olur mu?"

"Bazen ne fark eder ki diye düşünüyorum. Zaten silik bir karakterim. Kendi sesime sahip değilim. Hep başkalarının benim adıma konuşmasına, düşünmesine, karar vermesine izin veriyorum. Kendim olamıyorum bu dünyada. Tamamen göçüp gitsem ne fark eder ki?" Yüzünde gördüğüm acı kalbimin burkulmasına sebep oldu. Bir an onun acısını içimde hissettim ve bunun getirdiği üzüntüyle gözlerim doldu.

"Çok şey fark eder. İki kişinin hayatında yeri doldurulamaz kocaman bir boşluk oluşur. Sensiz eksik kalırız. Bizimle kendin olabiliyorsun. En sonunda istediğin her yerde kendin olabileceksin. Bunu biliyorum Umut. Çünkü benim umudum var. Senin de olsun. Çok seviyoruz biz seni," dedim ellerinden tutarak. O ise çok geçmeden beni sıcacık bir kucaklamaya çekti.

"Siz olmasaydınız çoktan ölmüştüm," diye fısıldadı.

"Ne diyorsun lan sen?" Mehir'in sesiyle ikimiz de geri çekilip mutfağın kapısına çevirdik bakışlarımızı.

"Ne çabuk hazırlandın," dedim şaşkınca. Altındaki kuyruğu kot şortla değiştirmişti sadece.

"Ne hazırlanması be? Daha plastik makyaj yapacağım bacağıma. Yarım saate biter. Siz Mert ve Ozan'ı salonda yalnız bırakmışsınız, kızlar da ne oluyor diye odama geldi. Bunu şimdi geçin de ne ölmesinden bahsediyorsun sen Umut?" dedi yanımıza gelerek.

"Babam," diye kısaca açıkladığında Mehir'in yüzü öfkeyle kızardı.

"Var ya, ben bu babaların geçmişini si–"

"Tamam! Anladık! Git hazırlan." Mehir'in sözünü kestiğimde somurtarak dediğimi yaptı ve mutfaktan çıktı. Ben de Umut'un keyfini biraz daha yerine getirmiş bir vaziyette salona döndüm. Mehir'in ev arkadaşları Ebrar ve Aslı salonda Ozan ve Mert'le muhabbet ediyorlardı. Yani aslında Ebrar ve Mert telefonuyla ilgileniyordu, Aslı ise Ozan'a asılıyordu utanmadan.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin