21. Bölüm 🍀

25 4 6
                                    

Instagram | calantheross

♫ |  İlyas Yalçıntaş - Sadem

♫ |  İlyas Yalçıntaş - Sadem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Güzel kızım benim." Sesini duyduğumda kalbime kocaman bir ağırlık oturdu. "Fındık burunlum."

"Anne?" Gözlerimi açamadım, açmak istemedim. Çünkü onun yokluğunu görmek istemiyordum. İçinde olduğum şeyin bir rüya olduğunu biliyordum çoktan. Annem on bir sene önce katledilmişti. Aynı çocukluğum gibi. Katil aynı kişiydi. Şimdi ise tamamen bir rüyaydı. Hem de cennetten gelen bir rüya.

"Hissediyor musun fındık burunlum," dediğinde başımı okşayan bir el hissettim. O kadar gerçek gibiydi ki gözlerimi açmış olsam hüngür hüngür ağlayacağıma adım gibi emindim. "Benim hissettiklerimi hissediyor musun? Kalbinin başka bir kalple bütün olmak için göğüs kafesinde umutsuzca çırpınışlarını hissediyor musun?"

"Anne..." Sesim titredi.

"Korkma fındık burunlum. Ben hep yanındayım senin." Başımın okşanması kesilince rüyamın da dağıldığını hissettim.

Gözlerimi hâlâ açmak istemiyordum çünkü bir güne daha annemin yokluğuyla uyanmış olacaktım. Ancak bir tıkırtı duyunca odada yalnız olmadığımı anladım. Gözlerimi çok hafifçe araladığımda karşıdaki sürgülü dolabı karıştıran birisini gördüm. Ve odadan çıkarken tanıdım onu. Burada olmasında hiçbir yanlışlık yoktu, onun odasıydı sonuçta ve kıyafetleri de buradaydı. Ama kafamda koca bir soru oluşmuştu. Rüyamda hissettiğim başımın okşanması gerçek miydi?

Ozan'ın odadan çıkmış olmasının getirdiği rahatlıkla gözlerimi tamamen açıp yatakta doğruldum. Yanımda Anıl yoktu. Ve kabussuz uyanmıştım. Başımın okşanmasındansa bu benim için daha önemli olmalıydı. İki haftada kabuslarımın sayısı azalmıştı. Sebebinin oldukça farkında olmam öylece kabulleneceğim anlamına gelmiyordu ama.

Ayağa kalktım ve ben de odadan çıktım. Aşağı kattan gelen sesler herkesin inanılmaz bir şekilde benden önce uyandığına işaret ediyordu. Merdivenlerden merakla indim ve salona geçtiğimde dünden kalan yemeklerden atıştırdıklarını gördüm.

"Günaydın." Hepsi bana baktı.

"Prensesimiz de uyandı! Gel bir lokma atıştır da bayılma sonra." Umut beni yanına çağırırken pizzadan bir parça ısırdı.

"Neden bu kadar sağlıksız beslenmeye eğilimlisiniz iki gündür? Bir şeyler alsaydık da kahvaltı yapsaydık düzgünce," dedim uykudan boğuklaşmış sesimle.

"Bizi de Anıl alıştırdı. İçinden üniversite öğrencisi çıktı çocuğun," dedi Mert dalga geçerek.

"Hayır abla! Ben acıktığımı söyledim. Ozan abi de bizi kahvaltıya götürecekmiş ama öğlene doğru. O zamana kadar dayanayım diye bunlardan verdiler. Sonra bir baktım onlar da benimle yiyor. Vallahi ben alıştırmadım! Kendileri geldiler!" Anıl'ın telaşla açıklama yapması karşısında gülmeden edemedim. Dünkü bagaj muhabbetimden sonra kendine gelememişti galiba çocuk.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin