YARALI YÜREK

648 41 12
                                    



Kalbim ve aklım içine düştüğüm bu ölüm çukurunda nefesiz kalmamı sağlıyordu.

acı bir zaman sonra bana anlaşılmaz gibi geliyordu. bedenimdeki acılar canımı acıtmazdı. ruhumdaki acıları dindireceğini sanırdım.

ama yanılmıştım. beden hissizleşince ruh çığlıklar atarmış, feryatlar kulakları sindirirmiş.

yanımdaki bedene baktım. çarşının içine girmiş dükkanlara ve etrafa bakıyorduk. araba çarşının içine girmediği için çarşının girişindeki otoparka park etmişti.

"beğendin bir şey olursa "dediğinde sözünü kestim. "merak etme sana söylerim "dediğimde gözlerini üzerimde hissediyordum.

"gerginsin "dediğinde ona baktım. "gergin falan değilim "dedim. böyle davrandığımı nedenini bilmiyordum ama üstümde çok ağır bir his vardı.

"peki öyle olsun "dedi yanımda yürüyen adam. birlikte diğer tarafa geçtiğimizde burası kapalı bir çarşıydı.

biraz kalabalıktı. "bak sana şunu alayım mı "diyen adama baktım. gösterdiği yere bakınca yapmacık bir yüz ile orhana döndüm.

"komik misin sen "dediğimde dudakları yukarı kıvrıldı. "öyle bir çabam yok çünkü ben zaten komiğim "dediğinde göz devirerek "kendini beğenmiş "dedim yürümeye devam ederek.

bir kaç saniye de bana yetişerek "ama seksi zengin akılı ve yakışıklı bir kendini beğenmiş "dediğinde ona doğru döndüm tam ağzımı açıp konuşacaktım ki ilerde gördüğüm yüz ile donup kaldım.

yanında duran kadın onun eşiydi. elini tutmuş gülerek konuşuyorlardı. sanki onu izlediğimi fark etmiş gibi gözleri bu tarafa benim gözlerime dokunduğunda gülüşü dudaklarından silindi.

kalbimin üstüne bir ağırlık çöktü. ben o ağırlığın altında kaldım. ezildim paramparça oldum.

orhan baktığım yere baktığında gözlerimi ondan çekerek önüme döndüm. bana baktığını hissediyordum.

canım acıyordu. halbuki çok savaşlar vermiştim duygularımı körertmek için. bileğimi tutan elin sahibine baktığımda çakır gözlerin sahibine baktım.

"gidelim mi "dediğinde başımı yavaşça salladım. bizi izlediğini hissedebiliyordum. belki de bileğimi tutan bu adamın kim olduğunu merak ediyorduk.

kendimi kandırıyordum. o duygusuz şerefsiz herifin tekiydi. beni hiç bir zaman sevmemişti. beni hiç bir zaman dinlememişti.

sadece işini halledip giderdi. kalbimin üstüne tepindiği zamanlar çok olmuştu.

ama benim bir çare kalbim hala onu sevmeye devam ederdi. ne zavallı bir yüreğim varmışta sevgiden merhametten yoksun bu adamı sevmiş.

onun yüzünden delirdim. ona olan aşkım sevdam yüzünden aklımı bedenimdeki hislerimi kaybettim.

oradan uzaklaştığımızda bileğimi tutan adamın elinden çekerek kaşlarımı çattım.

"o adam o demi "dediğinde şaşırdım. o olduğunu nasıl anlamıştı. fakat asıl soru nerden biliyordu.

"kim ne "dedim bilmezlikten gelerek. düşüncelerim hislerim birbirine karışmıştı sanki.

güldü. "kimi kandırıyorsun adal o işte seni yüz üstü bırakan onun için kendi canına kıydığın adam "dediğinde bunları nerden biliyordu?

"sen bunları ne-"sözümü kestim. "babamdan. baban ve bizim peder can ciğer kuzu sarması gibi baban her şeyi anlatmış babama tabi bana da "dediğinde bir bu eksikti.

"sana beni sorgulama hakkı kim veriyor ya kim "dediğinde üstüme doğru geldi.

aramızdaki mesafeyi kapatarak "ben senin eşin olacağım bunun için olabilir mi ?"dediğinde çakır mavi gözlerine bakıyordu.

"sadece resmiyette bir evlilik olacak bu "dediğinde beliği tutuğunda ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

kolumu sıyırdı. yara izler bileğimde gözükürken "bu kadar aciz misin bir adamın sevgisine karşılık kendi canını yakmaya "dediğinde gözlerine baktım. "sen ne anlarsın ki aşktan sevgiden "dediğimde dudakları daha çok genişleyerek kıvrıldı.

"emin ol senin aklının alamayacağı şeyler yaşadım ama bunlar ile başa etmeyi öğrendim ama hiç bir zaman kendime zarar vermedim niye biliyor musun "dediğinde ona bakmaya devam ettim konuşmadım.

"çünkü ben hep kendimi sevmeye devam ettim. kendime saygı duydum sen kendini sevmesen saygı duymasan karşındaki nasıl duysun "dediğinde bileğimi onun elinden çektim.

"senin ne yaptığın umurumda değil anladın mı bu evlilik sadece kağıt üstünde o kadar daha fazla bir şey olmayacak "dediğimde arkamı döndüm. eli tekrar bileğimi tutarak beni kendisine çevirip kendine çekti.

ona irileşmiş gözler ile bakarken gözlerime bakıyordu.

"emin ol böyle bir şey olmayacak adal ben kafesime aldığım kurbanımı parçalamadan duramam "dediğinde kalbim onun sözleri ile ritmini değiştirdi. dudaklarım kıvrıldı.

"peki ya avının peşine düşen avcı kendisi av olursa"dediğimde çakır mavi gözlerinde karanlık bir gölge gördüm.

*************************************************************************************

ABİ KURGU VAR YA ÇOK FENA GİDİYOR YEMİN EDERİMDİĞER BÖLÜMDE VİTESİ YÜKSELTECEĞİM. BAKALIM NELER OLACAK. İŞİN İÇİNE FİTNE FESAT KARIŞTIRMAYI DÜŞÜNÜYORUM AMA AKLINIZ GİDER DİYE KORKUYORUM.

BU ARADA BOL YORUM YAPIN LAN O KADAR VAKTİMDEN ÇALIP YAZIYORUM HADİ BEN DERSE KAÇIYORUM BAYY.

ESARET-BXB(TUTSAK AŞKLAR SERİSİ-3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin