AYKIRI

592 38 10
                                    


Esaret sadece zorla alı konulmuş bir anlam ifade etmezdi. İnsan bazen isteği ile bir şeylere esir olabilirdi.

Ruhum ölümün kıyısında dolaşan ayak izleri temsil ediyordu.

O ince çizgideydim. Kendimi cezalandırıyordum. Bunu neden yaptığımı da bilmiyordum.

Bazen yaşamaktan bile umudunu kesmişise ve ölmeyi bile becerememiş ise her şeyi akışına bırakmak onun içinde hayatta cezalandırmanın başka bir yoludur.

Düğün bitmişti. Arabanın içinde yeni evime gidiyordum. Ailesinden ayrı başka bir konağa gidiyorduk.

Orhana ait başka bir konak vardı. Yol boyunca sessizdim. O da sessizdi.

Konuşmuyorduk. Araba büyük konağın önünde durduğunda arabadan inen adamın peşinden bende indim. Kendimi biraz yabancı gibi hissediyorum ne kadar bundan bir hafta önce tanışmış olsak ta hala birbirimize yabancıydık.

"Öylece bakmayı mı düşünüyorsun yoksa girecek misin "diyen adamın yanından geçerken gözleri e bakarak konağın avlusuna girdiğimde her iki uçtan oluşan taş merdivenler vardı.

Üç katlı üç avlusu olan bir konaktı. Bu kadar büyük bir ev ne kadar fazlaydı bilmiyordum ama insan bu evin içinde kendi kaybedebilirdi.

"Beni takip et "diye merdivenlerden yukarı çıkan adama "bana emir verme "diye sertçe konuştuğumda durup bana baktı. Dudakları yukarı kıvrıldı.

"Peki benimle yuları gelir misin adal hazretleri "dediğinde merdivenlerden yukarı çıkarak yanından geçtiğimde "bak nasıl kibar bir adam oluyorsun "dediğimde bana munzir bir şekilde baktı.

Ama gözleri öyle söylemiyordu. Avını yakalamış bir avcı farkındalığı ile bakıyordu.

Ama ne ondan korkuyordum ne de bana vereceği zarardan.

Deli miydi ben ondan daha deliydim. Delilik kötü bir şey değildi. Sadece normal insanlardan daha uçuk davranışlar bulunması garip ve sıradışı gelirdi.

Ben önde o arkada merdivenlerden yukarı çıktığımızda sessizdim.

"Soldaki oda"dediğini duyduğumda soldaki odaya girdim. Çift kişilik yatağı olan duvarda yuvarlak büyük bir ayna olan sadece şık büyük geniş bir odaydı. Arkamdaki kapı kapandığında arkamı döndüm.

Orhan bana bakıyordu. Kaşlarım çatıldı. "Tamam odadan çıkabilirsin yorgunum "dediğimde "odamdan çıkmıyorum "dediğinde kapıya doğru giderek "ben çıkarım o zaman "dedim kolumu tutu.

"Burası bizim odamız "dediğinde onun mavi çakır gözlerine baktım.

"Biz diye bir şey yokuz  sen ve ben varız biz yokuz "dediğimde dudakları yukarı kıvrıldı.

"Zoru oynayacaksın ha "dediğinde kolumu onun elinden çekerek kapıya doğru gittiğimde tekrar kolumu tutarak beni kendisine çekerek sırtımı duvara yasladığında yüzüne tokat attım.

Elini dudaklarına götürerek dudağını kaşıdı. yüzümde hissettiğim hafif tokat ile onu itterek odadan çıkmak için kapıya doğru gidecektim ki arkadan belimi tutuğunda duvardaki yuvarlak büyük aynayı alarak ona doğru fırlattığımda son anda eğilerek kurtuldu. Kırılan ayna yerde paramparça olurken nefes nefese odadan çıktım.

Bu adam benimle uğraşmaktan zevk alıyordu.

Birden kolumu tutan el ile sırtım sert bir şekilde duvara yaslandığında bana bakan mavi gözlerin sahibine bakıyordum.

Gözleri karanlık bir kuyu gibi beni içine çekerken yüzüme eğildi.

Hiç bir şey yapamıyordum. İki kolumu da tutmuş ona bakıyordum.

Yüzü aramızdaki mesafeyi kapattığında gözlerime bakıyordu.

Dudakları en korktuğum yerde dudaklarıma temas ettiğinde gözlerim kapandı.

Bileklerimdeki kör sevdanın izleri sızladı.

***********************************************
Bunlar çok manyaklar yemin ederim. Ama onları yazmak ćok eğlenceli. Bölüm hakkında yorum yapın millet.

ESARET-BXB(TUTSAK AŞKLAR SERİSİ-3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin