KÖRDÜĞÜM

604 36 12
                                    



Öfke bütün pişmanlıkların anasıdır. biliyorum bu değim böyle değildi ama mantıksal olarak böyle olsaydı daha iyi olurdu. öfke yapılan pişmanlıkların arkasına saklanan şeytanı zevkle izlediği bir dürtü patlamasıydı.

nefes boşluğumda akan oksijen değildi sanki lavlar boğazımdan aşağı doğru akıyor kalbimim bütün odacıkları yanmaya başlıyordu. buna bir dur demeliydim yoksa kalbim bir yanardağı gibi patlayacak ben magmaların içinde kalacktım.

dudaklarımın üstünde sanki bir ateş topu vardı. o ateş topumu beni yakacak gibi bedenimde yükselen ısı kalbime fırladığında mantıksal yanımı dileyerek onu göğüsünde ittim. dudaklarımız ayrıldığında elimi havaya kaldırarak  suratına tıkat atacaktım ki bileğimi havada yakaladı.

"bu bir kez olur "dediğinde gözlerini hiddet ile bakarken "bana dokunma hakkını sana kim veriyor ha kim "dedim soğuk kanlı bir sesizlik ile.

"medeni kanunu veriyor "dediğinde dudaklarım alayla yukarı kıvrıldı. bileğimi ondan çekerek işaret parmağımı onun göğüsüne doğru bastırarak "bana bak orhan ben senin tava alacağın biri değilim bana  dokunamazsın beni öpemezsin ben istemediğim sürece bana yaklaşamazsın "dediğimde dudakları aynı psikopat gülüşle yukarı kıvrılarak bir adıma atarak sol ve sağ elini duvara yaslayarak beni  kafese aldığında onun çakır mavi gözlerine bakıyordum.

"sen bu akşam benim oldun oğlum, baban seni bana verdi benim eşim oldun anladın ? "dediğinde kaşlarım an be an çatılıyordu.

"bu ölümün kıyısında dolaşan çocuk masalını da bırak insanlar öyle korkunç şeyler yaşıyor ki senin sadece aşık olduğun adam sana yüz vermediği diye kendini kesmek biçmek ile zayıf iradeye sahip bir ergen kafasındasın "dediğinde söyledikleri sözler ile tam ağzımı açacaktım ki bileğimi tutarak beni odaya sürükleyip içeri doğru itekleyerek kedisi içeri girip kapıyı kapattığında "ne yaptığını sanıyorsun sen "dediğimde birden gömleğinin düğmelerini açtığında yutkundum.

"sakın "dedim ama o gömleğini çıkartırken gözlerime bakarken gömleği gövdesinden düşerek yeri boyladığında gördüğüm manzara beni şoka uğrattı.

üstü çıplak olan adamın göğüsünden yukarı doğru yükselen bir yara izi vardı. nerde bittiği beli değildi ama uzuvlarına doğru inen yara izine bakarken yutkundum.

bana doğru gelerek "insanlar korkunç şeyler yaşıyor"dediğinde onun gözlerine bakıyordum.

"ve bunu yine insanlar yapıyor "dedi nefesim boğazımda bir kördüğüm oluşturdu. aramızda bir adımlık mesafe bile bırakmadan önümde durduğunda bileğime doğru kayan eli bileğimi tutuğunda hiç bir şey yapmıyordum bu adam ne yaşamıştı? bu ciddi bir ameliyat ile olacak bir şeye benzemiyordu ki onun böyle bir ameliyat olduğunu kimse söylememişti.

"dokun "dediğinde parmakları boğazındaki nefes boşluğunda izin başladığı yerde durdu parmaklarım. bileğimi bıraktığında kesik nefes alıp vererek parmaklarım kendiliğinden hareket ederek yara izini takip etti.

her aşağı indiğimde kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyordum bu heyecandan değil bu onun yaşadığı şey ile ilgiliydi.

kalbim onu hissetti. aşağı giden parmaklarımın üstündeki yara izlerini  hissetti kalbim.

son yere yani pantolonun sonuna geldiğimde ona baktım. bana bakan mavi çakır gözleri bir perdenin arkasında beni izliyormuş gibi bir etki yarattı.

belki de gerçek orhan oradaydı. perdenin arkasında durup olanları izleyen kişidir.

"sana ne oldu böyle "dudaklarımdan çıkan bu soru işareti kocaman odanın içinde buz kesmesini sağladı.

ay bütün parlaklığı ile üstümüze vurdu. şeytan bizi cehenneminden yedi kat derine atarak léza çukurunda yanmamızı istedi.

ama biz yanmadık biz o ateş olduk o günah olduk. o cehennemin kor lavları olduk.

Biz o çukurdu bilmeden birbirimize kördüğüm olduk.


**********************************************************************************

AKLIMDA ÖYLE TERS KÖŞE YERLER VAR Kİ OFF SİZİ ŞOK EDECEK ŞEYLER YAPACAĞIM HAZIR OLUN BOL YORUM YAPMAYI UNUMAYIN BU ARADA.

ESARET-BXB(TUTSAK AŞKLAR SERİSİ-3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin