Helloo!
Çok beklettiğim için bölümü kısa tuttum. Yeni bölümü daha çabuk bitirmeye çalışacağım inşallah. 🥰
Keyifli okumalaaar...❤
..
Ne istediğimi sorsalar şimdi bana bir şans daha isterdim. Bütün kayıplarım için bir şans daha...
Yaşanacak olan yaşanıyor elbet, ama yaşanamayanlar içimizde hep ukte kalıyor.Benim içimde kalan çok uktelerim var. Küçük bir sakız mesela... bir kutu kalem boya. Ya da saçımda ufacıkta olsa hissedebileceğim sevgi dolu bir okşama. Saysam sayfalar yetmez.
Olgunlaşmak tuhaf bir şey. İnsan yaş aldıkça dönüp ardına şöyle bir bakınca kırgınlıklarının yeni yeni farkına varıyor.
Neye, kime kırıldık peki? Hayat mı bizi kıran insanlar mı?
Ben en çok kendime kırgınım. Güçsüzlüğüme, suskunluğuma, böylesine aciz bir hayat geçirmeme kırgınım. Babamdan ziyade anneme kırgınım mesela. Bazı şeylere boyun eğmesine, savaşmamasına kırgınım.
Diyor ya hani psikoloji; hayat herkesi kırar, en çokta iyi insanları kırar diye. Anneme sorsam belki kırgın mısın diye bin bir parçaya bölünür. Hayat böyle işte, kanatmıyor ama hepimizi mutlaka bir taraftan acıtıyor...
Uzandığım yerden daldığım düşünceler eşliğinde, ayak ucumda oturan Yağız ve Nevra'yı izliyordum.
Nevra, ufak bedeni ile Yağız'ın dibine sokulmuş başı onun göğsüne yaslanmış bir şekilde yatıyordu.
Geçen iki gün boyunca fazlasıyla Yağız'cı olmuş çıkmıştı başıma. Çiçekçiye götürmeye çalışsam bile inat edip Yağız ile işe gitmişti. Dün akşam eve geldiklerinde yüzü gözü simsiyah bir Nevra görmeyi ise beklemiyordum.
Şimdi de beni bir köşeye atarak açtıkları çizgi filmi keyifle izleyen bu ikiliyi tabikide kıskanmıyorum!
Tamam birazcık kıskanıyorum. Ama daha çok hayal kuruyorum...
"Yiaaz yarın sende bize delsene."
Nevra, gözlerini kaldırıp alttan alttan attığı masum bakışlarla kocamın aklını mı çelmeye çalışıyor bana mı öyle geliyor?
"Benim işlerim var fıstık. Ama annene söyleriz istediğinde sen bize gelirsin olur mu?"
Nevra başını sallayıp onayladığında çattığım kaşlarımla uzandığım koltuktan doğruldum.
"Ben? Ben gelmeyeyim mi?"
"Sen delirsen cicekler kurur. Onlaya kim bakıcak?"
"Hah!" Ayaklarımı yere basıp ayağa kalktım ve kollarımı göğsümde bağladım. "Bana gelince bahanen var bakıyorumda minik tavşan. Gelmem bende o zaman!"
Yağız'ın kaşlarını kaldırarak bana attığı tuhaf bakışları önemsemeden önlerinden geçip gittim. "Yiaazcım, sanırım Neygis bize küsdü. "
"Ben alırım onun gönlünü fıstık."
Odaya girdiğimde kendi aralarında konuştukları şeye bir tepki dahi vermeden kapıyı ardımdan kapattım. Küçük bir çocuk gibi davranıyordum ama elimde değildi. Hem kocamın minik bir cadı tarafından ilgi odağı olmasını kıskanıyordum, hemde o minik cadının yerinde olabilmeyi diliyordum.
Dolabın önüne geldiğimde aynadaki somurtuk yüzüme bakıp mümkünmüş gibi daha da fazla yüzümü astım. Hışımla açtığım dolaptan gelişi güzel bir pijama takımı alıp üzerimdekileri çıkarmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA DELİ (ARA VERİLDİ) (Mahalle HİKAYESi)
Подростковая литература+18 ve cinsel ögeler içerir... Annemin söylediği sarmaları da alarak ayağıma terliklerimi giyip karşıdaki eve ilerledim. Bahçeyi geçerek evin kapısına vardığımda kapı açıktı, yinede bir iki kez tıklattım ama kimse açmadı. Neredeyse her gün geldiğim...