Arayı çok açtık biliyorum ama bana kızmayın :(Fiziksel olarak rahatsızım, ruhsal olarak rahatsızım. Birde çok yoğun ve yorucu bir dönemdeyim. Bu sıralar bölüm yazmak öyle ağır geliyor ki bir kaç kelimeden sonra devam ettiremiyorum.
Beklediğiniz teşekkür ederim 💕
Herkese keyifli okumalar.
........♡☆♡...........
Sırtıma vuran hafif rüzgar tatlı uykumdan bir anlık kopmamı sağladı. Hemen ardından burnuma dolan bir sigara dumanı ile huysuzca burun kıvırdım ve başımı yüz üstü yattığım yerden diğer tarafa çevirdim.
Puslu gözlerim zorlukla aralandığında pencerenin önünde duran bedeni zar zor seçebilmiştim.
Yağız, açtığı pencerenin önüne yan bir şekilde oturmuş, işaret ve baş parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarasını içiyordu.
Altında siyah pijama altı vardı ama üzeri çıplaktı. Geceyle yarışan siyah saçları dağılmış, bir tutamı öne doğru düşmüştü. Çekik gözleri sigarasını içine çekerken iyice kısıldı ve sigarasındaki küçük kıvılcımlar harlı bir şekilde yandı.
Açık pencereden seçebildiğim kadarı ile gökyüzü, koyu mavi tonlarıyla boyanmış bir sulu boya tablosunu andırmıştı bana. Bu tonlar saatin gün doğumuna yaklaştığının habercisiydi.
Yağız başını yukarı kaldırıpta çektiği dumanı dışarı üflediğinde karşımdaki tablo bu kez bir şahesere dönüştü.
Bedeni havanın henüz aydınlanmamış olmasından dolayı sanki odaya bir gölge düşmüş gibi esrarengiz duruyordu. Başını yukarı kaldırdığı için adem elmasındaki o çıkıntılı detayı fark edebiliyordum. İç yakıcı...
Sigara dumanı gökyüzüne karıştı ve gözlerinin bana döneceğini hissettiğim an hızlıca uyuyormuş gibi yaparak gözlerimi kapattım. Utanmıştım nedensizce, yaşadığımız o anlardan sonra...
Nefes alış verilerimi kontrollü tutmaya çalıştığım sırada yataktaki hareketlenmeyi hissettim. Yüz üstü yattığım için ellerim yastığımın altında duruyordu ve üzerimdeki ince pike sadece sırtımın yarısına kadar örtülüydü.
Önce ayaklarımın iki yanından yatakta çökme oldu, ardından üzerimi örten pikenin biraz daha aşağılara çekildiğini hissettim. Ah, işte şimdi nefes alış verişimi kontrol etmek oldukça zor oldu!
Tenimden sürtünerek aşağıya kayan kumaşın açıkta bıraktığı tenim üşümüştü ama tam bel oyuntuma dokunan sıcak dudaklar birden bedenimi ateşe verdi.
Islak öpücükler usul usul belimin her bir noktasını öperek yukarılara doğru çıkmaya başlamıştı ve ben karnımın altındaki o yoğun arzuyu bir kez daha hissettim...
Avuçlarım yastığın kumaşını sıkıca tuttu, derin bir nefes almak istedim ama yaptığım uyuma numarasını devam ettirmekte ısrarcıydım.
Sırtıma kadar çıkan dudaklar bir an olsun tenimden ayrılmadan sağ omzuma öpücüklerini bırakmaya devam etti.
Burnuma Yağız'ın hafif sigara ile karışmış ferah kokusu doldu ama sanki daha yoğun bir koku daha vardı.
Tutkunun kokusu olur mu?
"Prensesim... öpsem o kırmızı dudaklardan, uyanır mısınız acaba?"
Kulağıma haylazca fısıldadığı oyunbaz sözleri az daha kıkırdamamı sağlayacaktı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi tutsamda uyumadığımı biliyordu!
Onun oyununa ortak olup başımı dahada yastığa gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA DELİ (ARA VERİLDİ) (Mahalle HİKAYESi)
Genç Kurgu+18 ve cinsel ögeler içerir... Annemin söylediği sarmaları da alarak ayağıma terliklerimi giyip karşıdaki eve ilerledim. Bahçeyi geçerek evin kapısına vardığımda kapı açıktı, yinede bir iki kez tıklattım ama kimse açmadı. Neredeyse her gün geldiğim...