Eğer gerçekten hayatında birisini istiyorsan ona kelepçe değil kanat takacaksın.Uçabildiği halde yanında olmayı seçiyorsa seninledir.Var olan kanadını kırıp da beni seçti demek gerçeği saklamaktır.Gösteremezsin de kemiğindeki kırığı,öylece beklersin iyileşmesini.Bana şans verdiğini,istersem gidebileceğimi söylemişti.Tercih benimdi.
Sağ kanadımı kırıp da, solla yola çık demişti.Sanki sol beni taşıyıp da ait olduğum yere kadar götürebilecekmiş gibi.Seçim yapabilecek hal bırakmayıp da tercih senin demişlerdi.Ya iyileşecektim ya da yeniden doğacaktım tüm bunlardan arınmak için.İkisi de imkânsızdı.
Bugün Işık Holding'e gidecektim.Teklifini kabul ettiğim için şirketin iç tasarımı bana kalmıştı.Bu işime gelirdi,Adin'in yanında olacaktım bol bol.Tabi Barın bunu kabul ettiğimi duyunca çıldıracaktı ama o kadar da umurumda değildi ki.
Hazırlanıp şirkete gittiğimde güvenlik beni tanımış olmalıydı ki sorgusuz sualsiz içeri alınmıştım.Adin geleceğimi söylemiş olmalıydı.Kolumdaki çantayı düzeltip içeri baktım.Geniş ve ferahtı.Gerçekten bir mekan tasarımına da ihtiyacı vardı burasının.Kapılar ve camların kenarları ahşap detaylıydı.Bunu göz önünde bulunduracaktım.İçeriyi gezerken başımı kaldırıp tavana baktım.Yüksek bir tavana sahipti burası,büyük ve şık bir avizeyi hakediyordu.Paslı demir merdiven korkuluklarını söküp yerine ahşap korkuluklar getirtecektim.Beklemek için kapıların önüne konulan koltukların yerine daha rahat ve açık renk bir koltuk gelecekti.Duvarların rengi tamamen buz mavisine boyanacaktı.Bir sürü tablo ve saat de gelecekti.
Bunların hepsini not aldım defterime.
''Çalışmaya başlamışız.''diyerek yaklaştı yanıma Ezgi.Defterimi indirip yapmacık bir gülümsemeyle yüzüne baktım.
''Aynısını sana diyecektim.Çalışmaya başlamışız.''
''Adin sağolsun benimle çalışmak istedi.Sanırım sevdi beni.''dedi sesini kısarak.Üstünde siyah diz üstü bir elbise vardı.Saçları hâlâ kabarıktı ve yoğun bir makyajı vardı.Değişmişti.Adin değiştirmişti onu.
''Adin'in hediyesi.''dedi üzerindeki elbisede ellerini gezdirirken.Onu süzdüğümü fark etmişti anlaşılan.
''Ne hoş.''dedim başımı çevirip etrafa bakarken.
''Senin aldığın eteği yardım sahibi birisine vermemi isteyince kıramadım.''dedi.Yüzüne baktım kaşlarımı çatarak.Benden arındırıyordu demek Ezgi'sini.
''Güzel bir davranış.''dedim yanından uzaklaşırken.Adin merdivenlerden inerken beni fark etmiş olmalı ki yüzündeki ifadesizlikle yanıma geldi.
''Gelmişsin.''
''Aksini mi düşünmüştün?''
''Teklifi feshettiğine dair bir kağıt bekliyordum odamda.Malum Barın Bey.''dedi eliyle merdivenleri işaret ederken.Merdivenlere yöneldiğimde derin bir nefes aldım.
''Anlaştığım işler için kimseden izin almıyorum.''
''Pardon ilişkilerin için izin alıyordun karıştırmışım.''dediğinde yüzüne baktım öfkeyle.Bana bakmadan odasını gösterdiğinde ondan önce ben girip masasının önündeki koltuğa oturdum.Bu odanında değişime ihtiyacı vardı.O gri perdeleri söküp,stor perde gelecekti yerlerine.Duvarlar boyanacaktı,masanın yerine ahşap ve daha modern bir masa gelecekti.Birkaç bitkiyi de asacağım raflara yerleştirecektim.
''Ne kadar sürer bu yenilik?''dedi çevreyi incelememi beklerken.Yüzüne baktım.
''Boyamaya ve eşyaları aldığım yerlerin hızına göre değişir fakat iki belki üç ayı bulur tahminimce.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Damla Şarap
Novela Juvenil"Neden şarap?" dedim meydan okurcasına gülümserken. "Çünkü güzel."Elinde salladığı kadehe bakıyordu. "Anlamadım." "Beni sarhoş edenin güzel olmasını isterim.Bu sebeple de sana sarhoş olmayı seçtim.Şarap gibisin Asel,sen beni her zerrenle sarhoş edeb...