Açıyorum kapılarımı, indiriyorum gardımı buna rağmen değişen bir şey yok.Elimden geleni yapıyorum bir umut, ters tepiyor.Hayat böyle.Çabalayanı elinin tersiyle iterdi daha da çabalasın diye.Yetmezdi onun için.Dahasını dahasını isterdi.Tüm her şeyini kaybetmeni isterdi, kaybetsen de istediğini elde edeceğinin garantisi yoktu.
Bu kadar zor olmak zorunda mıydı yaşamak?
Ders çalışmaktan nefret ederdim, önümde notlar onları devamlı okumak işkenceydi benim için.Kütüphane duvarlarına vurup geri seken bıkkınlığım yüzüme de vurduğunda önümdeki çizimime odaklandım.Bir elbise tasarlıyordum neredeyse üç haftadır.
Bu kadar uzun sürmesi saçmalıktı ama günümden sadece on dakikamı ayırınca gayet de normal geliyordu.Bahaneler bahaneler...
Göğüs kısmı düz bir şekilde ilerliyordu.Omuzlarındaki ince ipler sarmal şeklinde birbirine dolanmış, beline kadar iniyordu.Beli göğüsünün altında biten bir modeldi.Tülden iki kat kısa eteği vardı.İkinci katın eteği sarmal şeklindeki ipler ile içeriden tutturulmuştu ve eğer onları rahat bırakmak isterse ipleri içeriden çözmesi yeterli olacaktı.
İkinci kat iplerden kurtulduğunda bileklerine kadar uzanacaktı.Davetler için uygundu değil mi?Samimiyetsiz tanışma esnasında uzun ve resmiyete uyan eteğiyle çevresini ağırlarken sevgilisinin elini tutup o ortamdan kurtarmasıyla o rahatsız edici etek, birkaç iple hallolur ve daha rahat bir forma girerdi.
Tabi bu şimdilik sadece üç çizimden oluşuyordu.Büyük kağıdı üç parçaya bölmüştüm.İlk parçada eteklerin içeriden ip ile tutturulduğu çizim yer alıyordu.İç kısmını hallettikten sonra ikinci kısımda eteğin kısa hâlde durduğu daha partilere uygun şekli varken üçüncü çizime geçiyordu.Bu daha taslak hâldeydi fakat burada da eteğin uzun hâli yer alacaktı.Prenses baloları ve iş için var edilmiş davetlere gayet uyacaktı.
Gülümseyerek elimdeki kalemi masaya bırakarak ofladım.Rengini beyaz olarak tasarlasam da gri renkle gölgelendirmeyi ihmal etmemiştim.Modelin saçlarını da hafif sarıyla geçtikten sonra şimdilik iyi gittiğini düşündüm.
Kağıdı sarıp bir lastikle tutturduktan sonra sandalyeme astığım çantamı koluma takıp topladığım saçlarımı serbest bıraktım.Hayatta toplu saçla insan içine çıkmazdım.Bu kütüphane bile zehir oluyordu bazen.
Saçlarımı düzelttikten sonra ayağa kalkmamla karşımda Barın'ı görmem bir oldu.Yüzüne bakmak bile midemi bulandırıyordu.Siyah pantalonunun üzerine geçirdiği gri tişört ve deri ceketiyle karşımda duruyordu işte.Renkli gözlerini üzerimde gezdirdiğini fark ettim.Kahverengi saçları düzenliydi.
"Bir sorun mu var?" dedim masanın etrafında dolaşıp karşısına geçtiğimde.
"Parti kızını partiye kaçırmaya geldim." dedi anlamadığım bir samimiyetle.Ondan nefret ettiğimi bile bile hâlâ geliyordu yanıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Damla Şarap
Fiksi Remaja"Neden şarap?" dedim meydan okurcasına gülümserken. "Çünkü güzel."Elinde salladığı kadehe bakıyordu. "Anlamadım." "Beni sarhoş edenin güzel olmasını isterim.Bu sebeple de sana sarhoş olmayı seçtim.Şarap gibisin Asel,sen beni her zerrenle sarhoş edeb...