☾ 3

4.2K 360 33
                                    

İsimlerde uzun bir süre göz gezdirdim, karanlığın içinden kalın bir ses duyduğumda kafamı kaldırıp karanlığa doğru baktım.Etraf zaten karanlıktı, gözümün üstüne düşen kahküllerimin daha da görüş açımı kapamamaları için onları geriye doğru attırdım.

"Demek sen yeni kurucusun...İşte bunu beklemiyordum."

"Sende kimsin ? Sanırım aydınlığa çıkarsan daha iyi olacak."

Karanlığın içinden aydınlığa doğru çıkınca yüzünü görebilimiştim.Ensesinin arkasına doğru uzanan ve dirseğinin hizasında biten siyah, uzun saçları vardı.Beyaz teninde kolayca seçebileceğiniz mavi gözleri ve boynunda başlayan tam olarak tanımlayamadığım bir şekli olan dövme vardı.

"Ben,bu mağaranın koruyucusuyum..." dedikten sonra bana doğru adım atmaya başladı.Aramızda birkaç adım kalmıştı.Herhangi bir saldırıda bulunmasına karşı tedbirli olmak için sağ ayağımı bir adım geriye attım.Adımımı fark edip gülümsedi.Ardından ciddi bir şekilde "ve bu kitabın." diye ekledi.

Ürkütücü fakat hoş görüntüsünün karşısında birkaç saniye dilim tutulmuş gibi sessizce bakakalmıştım.Cümlesini bitirirken ki ciddiliği birkaç saniyeliğine yüzünden silinmişti, o ciddiyetin aksine sevimli bir gülümseme yerleşmişti beyaz yüzüne.

"Bir şey söylemeyecek misin ?"

"Bir şey söylememi mi istiyorsun ?"

Elini yavaşça tuttuğum kitaba doğru yaklaştırdı ve hızlıca çekti.

"Bu bende kalacak, henüz sana güvenmiyorum..Senin tamamen saf bir enerjiye sahip olmadığını biliyorum.Buda demek oluyor ki, içinde kötü düşünceler gezdiriyor olabilirsin."

Bu hippi neler saçmalıyordu ? Daha ben bile içimde herhangi bir enerji hissetmemişken o içimdeki enerjinin kötü bir enerji olabileceğine kanaat getirmişti.

"Nesin sen ? Medyum felan mı ? İçimde herhangi kötü bir düşünce gezdirmiyorum."

Elimden aldığı kitabı geri alabilmek için tüm gücümle kitabı çekiştirmeye başladım.İki elimle kitaba sarılıyor olmama rağmen tek eliyle tuttuğu kitabı ondan alamamıştım.Umutsuzca elinden almaya çabalayışım karşısında uzun bir süre bakmıştı.Ardından boş olan eliyle kafamdan tutarak beni hafifçe birkaç adım geriye ittirmişti.

"Benim gibi eski bir soydan gelen bir büyücü ile senin gibi melez bir cadının arasında büyük farklar olur.Bununla birlikte, annen kendi gücünü senin yaşlarındayken hissetmişti... Sanırım problem sende."

"Hey bir saniye, sen annemi nereden tanıyorsun ?"

Hippi görünümlü çocuk kitabı sıkıca tuttuktan sonra sorumu cevapladı.

"Anneni bir çok kişi tanırdı...Babamın dediğine göre, zamanının en iyi cadılarındanmış...Onunla tanıştığını söylerdi, zarifliğinden ve güzelliğinden bahsedip dururdu...Sanırım ona aşıktı..."

"Kimin kızı olduğumu bildiğine göre benimle uğraşmamalısın yoksa..."

Bana doğru bir adım daha atmıştı.

"Yoksa ne ?"

Kulağının arkasına yediği taş darbesiyle yere serilmişti.Bunu kimin yaptığını anlamak için etrafıma bakarken Monica konuşmaya başladı.

"Yoksa o çirkin kafana taşı yersin.Bir saniye ben giremiyorum ama bu değersiz taş içeri girebiliyor !"

Monica'ya ağzım açık bakıyordum.

"Tanrım, Monica o ölebilir."

Monica kahkaha attı.

"Eğer o kızılderili yaratık ölebiliyorsa, vampirlerde ölebilir.Hadi biran önce şu lanet olası yerden çıkalım."

Cadı Akademisi ☾ Yeniden DoğuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin