Ash, bir isim uzattığında çocuk yan bir gülüş takındı.
"Onu bulmamı istiyorsunuz?"
"Evet."
Şeklinde cevapladığım an, çocuk parmağıyla benimle gelin işareti yaptı.Hepimiz onu bir odaya kadar takip etmiştik.Oda bilgisayarların dolu olduğu karanlık bir odaydı.Çocuk parmaklarını çıtlattı ve bir sandalyeye oturdu.
Bilgisayarları açan düğme ortak olduğu için ana bilgisayar açıldığında otomatik olarak diğerleride açılmıştı, bilgisayar monitörlerinden gelen ışıklar karanlık odayı öğlen güneşi gibi aydınlatmıştı.Karşımızda duran büyük bilgisayarların işletim sistemi normal bilgisayarlardan farklıydı, bu bilgisayarları açtığınızda herhangi bir bilgisayar yapımcısının reklamını yada bilgisayarın özelliklerini görmüyordunuz.Bu bilgisayarı açtığınız anda ilk olarak karşınıza siyah bir ekran üstüne yeşil rakamlar ve harfler çıkıyordu.Çocuk klavyeden bir tuşa bastığında bütün bu yeşil rakam ve harfler aşağıya doğru dökülüyordu ve bilgisayar ana menüye çıkıyordu.
Ash'ın uzattığı kağıdın üstünde yazan isim Dixon Lechner'di.Çocuk ana menüye çıkan bilgisayardan internete girdi ve daha önce adına rastlamadığım bir siteye giriş yapıp Dixon Lechner ismini arattı.Birkaç saniyede Dixon adlı çocukla ilgili bir sürü yazılı bilgi ekrana gelmişti, Dixon'un ailesi, doğum yeri, doğum tarihi, okuduğu okul, en son bulunduğu yer...Kısacası dışarıda geçirdiği bütün bilgiler burada çıkmıştı.Dixon hakkında bilgi edinmemize yardım eden adam Dixon'la ilgili bu sayfada aşağıya doğru inince Dixon'un fotoğrafları çıkmıştı.
Dixon, sarı saçlı, beyaz tenli ve uzun boylu birisiydi.Dixon hakkında yazan bilgilerde göz gezdirmeye başladım.Liseden mezun olana kadar her yıl okul birincisi olmayı başarmış ve şuan mimarlık okuyormuş.Okulda yaptığı deneyler ünlü birkaç bilim adamı tarafından desteklenmiş ve insanlığa yararlı olduğu kanıtlanmış.Açıkçası bu kadar zeki birisiyle aynı türden olduğunuza inanmak sizi biraz şaşırtıyor ve kendinizden şüphe etmenize neden oluyordu.Diğer taraftan, böyle zeki birisinin meclis için beynini kullanacak olması çok yararlı olurdu.
Ash kafasını salladı.
"Pekala,görünen o ki İsviçre'ye gidiyoruz."
Monica heyecanla kafasını sallayıp güldü.
"İsviçre'ye hep gitmek istemiştim!"
Çocuk bize dönerek güldü.
"Paramı istiyorum."
Ash kendi saçlarını karıştırdığnda onda para olmadığını anlamıştım.Cebimdeki son parayı çıkararak ona uzattım.Çocuk parayı alarak güldü.
"Teşekkürler."
Yürüyerek dışarı çıktık.Monica deliler gibi söyleniyordu.
"Şimdi nasıl İsviçre'ye gideceğiz?"
Aiden yan bir gülüş takındı.
"Bir bankayı soyacağız."
Monica, söylenmeyi kesti ve yürümekte olduğumuz kaldırımda durdu.
"Bak, sana gerizekalı yada herhangi bir şey diyerek gelişmekte olan beyninin hasar almasını gerçekten istemiyorum fakat gördüğüm kadarıyla ben daha bunları demeye başlamadan beynin hasar almış."
Başka türlü para kazanmamız imkansızdı, bu yüzden Aiden'in yöneltiği teklif seçeneklerimiz arasındaydı.
"Bankanın tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum fakat Aiden'in fikrinden başka seçeneğimiz yok Bozuk Çikolata."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cadı Akademisi ☾ Yeniden Doğuş
FantasiAlice, Dünya'ya hakim olan katı babasının ördüğü kalın ve dar duvarlar arasında sıkışmış, vampir bir babanın cadı kızı olmanın zorluğu altında ezilip kalmış genç bir kızdır. Geçen günü gelecek gününün aynısı olan hayatı bir gece gördüğü rüyayla deği...