418 18 21
                                    

2003, Emma'nın geldiği gün:

Kendimi bi köşeye çekmiş, üzerimdeki rahatsız beyaz kıyafetlerle -karate kıyafetleri işte- uzaktan dikizlediğim Keisuke ve Manjiro'nun hareketlerini taklit ederek karate yapmaya çalışıyordum. Annem işte olduğu günler beni, benden sadece 1 yaş büyük olan Keisuke'ye teslim ediyordu. E onunda götünde kurt olduğundan olduğu yerde durmuyor ve buraya geliyor, mecburen beni de peşinde getiriyordu. Bu durumdan rahatsız olduğumu söyleyemeyeceğim, ikisiyle beraber takılmak gerçekten eğlenceli.

Bir süre sonra gözüm kapıya takıldı, bir adam içeri bir kız getirdi ve abimle Manjiro'ya bir şeyler dedikten sonra gitti. Arkadaş olabilme umuduyla hızla yanlarına gittim ve kızı darlayan çocuklara bağırdım.

"Sessiz olsanıza, ilk defa mı kız gördünüz!"

Baji dirseğiyle bacağıma vursada aldırmadım ve kıza sevimli bir şekilde yaklaştım, amacım tanışmaktı.

"Adın ne?"

Kız beni yavaşça süzdü, benden elektrik mi alamadı acaba diye düşünürken sessizce konuştu.

"Emma.."

"Vay canına, Japon değil misin? Çok havalı!"

Baji ve Manjiro arkadan kıkırdamaya başladılar, Emma'nın korkup ağlamaya başladığını gören oğlanlar telaşlandı ikisininde ensesine vurdum.

"Alın işte, kız korktu!"

Manjiro, Emma'yu sakinleştirdikten sonra konuştu.

"Yabancılık çekme Emma, bundan sonra ben Micheal'im."

Baji kıkırdadı.

"Ben de Edward!"

"I have a pen."

"I have a shit."

Ardından gülüşerek koşmaya başladılar ben Emma'ya biraz daha yaklaştım.

"Arkadaş olalım, Emma-san!"

Kız bir süre düşündükten sonra başını salladı.

"Olur~"

***

2005:

Okul üniformamın gömleklerini ilikleyip kapıda ayakkabılarını giyen Baji'nin yüzüne bile bakmadan yanından geçtim ve aşağıya indim tabi arkamdan saydığı kafları duymadım değil. Bu sırada Chifuyu motoruna yaslanmıştı, anlaşılan Baji'yi bekliyordu. Ona selam verip geçecekken beni durdurdu.

"Sen nereye? Beklesene."

"Emma ile gideceğim, eğer sorarsa söylersin Baji'ye."

Başını sallayıp elini çekti bende buluşacağımız yere ilerlemeye başladım. Genelde sabahları onunla beraber giderdim.

Nihayet Emma'yı görünce üzerine atladım.

"Günaydın!"

Emma beni görünce kıkırdadı.

"Sanada günaydın Mizu, bugün neşen yerinde anlaşılan~"

Koluna girip onu bir markete sürüklerken homurdandım.

"Ben her zaman böyleyim bi' kere, hıh!"

Bana kıkırdayarak karşılık verdi ve marketten ikimize de birer çilekli yoğurt alıp kasaya geçtim, aldınlarımın parasını ödedikten sonra yine onu sürükleyerek marketten çıkardım, ona yoğurdun verdikten sonra kendiminkini yemeye başladım, bu sabah kahvaltı yapmamıştım.

kurdeleli serseri𐙚 | tokyo revengers x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin