1⁴

268 16 19
                                    

2017, 3. şahıs anlatımıyla:

Takemichi üst üste öğrendiği şeylerim şokunu daha atlatamamışken bir darbe daha aldı.

"Ve son olarak, Baji Mizuki. Bir kaç araştırmama göre geçen ay genel evde kendini asmış."

Naoto bir kaç şey daha homurdanıp önündeki haberi okumaya devam etti, Takemichi inanamayacak ekrana baktığında gördüğü resimlerle kaşlarını çattı. Mizuki en son gördüğünden tamamen farklıydı, kabul ediyorum insanlar değişir hem de 12 yıl gibi uzun bir sürede ama bu değişim o tarz bir değişim değildi.

"Yazanlara göre daha önce 3 defa tutuklanmış, birisi 2005 yılında bıçakla birine saldırmış, 3 yıl sonra da madde kullanımından." Naoto Takemichi'ye garip bir bakış attı. "Arkadaş çevren ne iyi.." Ve ekrana dönüp sonraki ihbarı okumaya yeltendi fakat dikkatini bir şey çekti, bu pekte eski bir vakit değildi.

"İntiharından bir gün önce birini öldürmekle suçlanmış ve ifadesi alınmış fakat yeterli kanıt bulunamamış ve fotoğrafını çekip serbest bırakmışlar, bak." Parmağını bilgisayar ekranının bir noktasına koydu ve Takemichi korkarak oraya baktı. Kadının üzerinde bir gecelik vardı, yapılı saçları ve hafif dağılmış olan makyajı... Takemichi kabullenmek istemesede birinin yatağından geldiği oldukça açıktı. Omzunda bir dövme olduğunu gördü, kaplan dövmesi. Yüzünde bir kaç yere piercing yaptırıp saçlarımı omzuna kadar kısaltmıştı, hala güzel bir kadındı.

"Serbest bırakmışlar fakat daha sonra polis ifadede bir terslik farketmiş ve evine baskın yapmışlar."

Takemichi nihayet konuşmaya karar verdi. "Sonra?"

Naoto sesini alçaltıp "otoriter dedektif" moduna geçiş yaptı. "Ölmüş, maddeden."

Kahretsin..

***

2005:

Hızla eve girip kapıyı kapattım, köpekten kaçarken nefes nefese kalmıştım. Tek yapmak istediğim sokakta gördüğüm kediyi sevmekti fakat köpek bir anda gelince kediyi de alıp koşarak eve gelmiştim. Annem kediyi eve sokmama hayatta izim vermezdi aslında ama genelde mesaiye kaldığı için onu görmediğim günler bile oluyordu, Baji desen.. Umurunda değilim, bahse girerim benden nefret falan ediyordur.

"Ben geldim!"

Hoşgeldin cevabı alamayınca iç çektim ve hızla odama girip okul üniformamın içine sakladığım yavru kediyi çıkardım. Simsiyah tüyleriyle çok şirin görünüyordu. Baji'ye benzediğini farkedince kendi kendime güldüm, ardından odama saldım ve akşam olan toplantı aklıma gelince terden arınmak için duşa girmeye karar verdim. Odamdan çıktım, sonra ani bir özgüvenle yavaşça Baji'nin kapısını çalarak "gir" komutunu bekledim. Eğer kapıyı çalmadan girersem iki seçenek vardı. Ya izinsiz girdiğim için dayak yerdim -eğer sakin bir günündeysem bunu ağır küfürlerle de atlatabilirim- ya da onu uygunsuz bir şekilde basıp kesinlikle dayak yerdim, şükürler olsun henüz 2.'sini yaşamadım.

"Gir."

Kapıyı yavaşça araladım. Baji donuk bakışlarını üzerimde gezdirdi.

"Ne var?"

"Hava soğukta, toplantıya sen götürür müsün?"

Geniş bir şekilde gülümsedi ve saçlarını karıştırdı. Bu tavrı beni şaşırtmıştı çünkü genelde bana duygusuz bakardı.

"Gerçekten mi?"

Başımı salladım ve ellerimle oynamaya başladım.

"Şey-"

kurdeleli serseri𐙚 | tokyo revengers x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin